3 Ocak 2025 Cuma

İnsanlık ve metaforlar

Akış büyük ölçekli uygulamalar için bir metafordur. Bilinç için olduğu kadar içinde ölümcül bir girdaba dönüşebileceği veya geniş ağzın durgunluğuna akıp unutulmaya dönüşebileceği tarihin olayları için de bir metafordur.´

Metafor insanlık tarihi kadar eskidir. Dillerin çoğalması, farklı kollara ayrılması dahi insanlığın başından beri dil üzerine tefekkür ettiğini ve özel çaba sergilediğini gösterir. Dil üzerine özel çaba sergilenmeseydi metafor diye bir kavram ortaya çıkmazdı.´

Metaforlar bize dilin zenginliğini, uçsuz bucaksızlığını, ulaşılamazlığını ve imkanlarının keşfedilmeye her zaman açık olduğunu gösterir.

Hans Blumenberg´in deyişiyle deneyimler ve olaylar, bir yanda blincin alt tabakasının diğer yanda tarihin temel başlıklarıdır. Ama bu aynı zamanda buralarda kalamayacağı yönünü gösterir. Bilinç, nesnelliğine verilen şeyi kasıtlı olarak işleme yeteneği olmaksızın insafına kalacağı, deneyimlerinin akışıyla başa çıkmak için bir aygıttır. Şeylerin nesnelliği onların esas özlerini oluşturur. Ancak bu öz zamanla deneyimlerle farklı boyutlarla tanışır ve karşılaşır. Bu karşılaşmalar temas olmadan geçilip gidilen karşılaşmalardan olmaz.

Temas da özlere yeni şeyler ve şeylikler katar. Zamanla metaforlar oluşur. Metaforlar hem zenginlik demektir hem de şeylerin anlatılmasının ve anlaşılmasının kolaylaşması ile yeni hikayelere sahip olması anlamına gelmektedir.

Hikayelerin çeşitliliğinin temelinde hiçbir şekilde isimlendirilmemiş ve anlaşılmamış olsa bile yaşanan ve deneyimlenen bir birim her zaman olmuştur. Dilin yeni bir imkanı bünyesine katması yaşanmanın ve deneyimlemenin çıktısıdır.

Akış her zaman üretkenlik demektir. Şeyler her zaman üretkenlikten nasibini alır. Üretilen olgular belki o an bilinç veya toplumsal düzlemde varlık sahibi olamayabilir ama tarihi süreç içerisinde, akışın elverdiği ve uygun ortamı sağladığı anda ve zeminde mutlaka varlık kazanır ve kendini kabul ettirir.

Metaforun karşılığı bir noktada dönüştürmedir. Değişim değildir çünkü öz sabit kalmaktadır, özün dönüşüm geçirmesiyle daha kapsamlı ve çok yönlü bir anlama ve karşılığa bürünmesidir.

Hans Blumenberg´in Kaynaklar, Nehirler, Buzdağları eseri metafor ve dil üzerine kapsamlı düşünmek isteyenler, ufkunu genişletme çabasında olanlar ve yüzeyde olanla yetinmeyip derine dalmayı arzulayanlar için bir ilaç serinliği verecektir. İnsanlık tarihinin metaforları, insanlığa ayna tutuyor.

Yasin Taçar
x.com/muharrirbey_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder