Ahmet Balcı ile tanışmamız yeni sayılır fakat nispeten kısa sayılabilecek bu süreye sağlam bir dostluk sığdırdık. Kendisi epeydir üzerinde uğraştığı, yayımlanma ve diğer süreçlerini de takip edebildiğim bu eserini yayınladı. Kitabı çıktığı gün kitapyurdu sitesinden ilk alan, hem de üç tane alan kişiyim. Neden almayayım ki? “Dostumdan mı kazanacağım?” düşüncesini hiç kabul etmem. Tabii ki dostumuzdan kazanacağız, düşmanımız mı destek olacak bize? En kısa zamanda birkaç tane daha alıp sağa sola hediye edeceğim. Çünkü kitap harika.
Açıkçası kitabı, doktora tez çalışmalarım arasına kafamı rahatlatmak için her gün bir hikâye şeklinde dağıtarak okudum. 10 hikâye 10 gün gibi basit bir matematik hesabıyla tamamlandı fakat eğer boş olsam baştan sona bir gün içinde, birkaç saatte okuyup bitiridim. Çünkü Ahmet Balcı’nın üslubu ve kurgusu hem karmaşık hem de keyifle okutacak ve takip ettirecek kadar net ve rahat. Kendimi çok soyutlamaya ve Ahmet Balcı ile arkadaşlığımızı bir kenarı koyarak okumaya çabaladım. Hatta birkaç yazım hatası ve cümle düşüklüğü bile yakaladım ki bunları kendisine ileteceğim. Fakat tüm çabama rağmen kitabı ciddi anlamda beğendim.
Öncelikle kitapla ilgili söyleyebileceğim ilk dikkati çeken şeyler karanlık bir havası olan ve sert bir kitap. Evet, suya sabuna dokunan, söyleyeceklerini pervazısca söyleyen, bu sebeple de tam benlik kafada bir kitap. Hatta bununla ilgili bazı düşüncelerimi bizzat kendisine ilettim ve gülüştük. Bunlar da aramızda kalsın. Dediğim gibi kitap epey karanlık ve sert. Fakat yine de Ahmet Balcı’nın ilerleyen kitaplarıyla birlikte bir tür imzasına dönüşeceği üslubu okuyanı alıp götürüyor. Mizah ise tam dozunda. Ahmet Balcı maç boyunca durup, iki bilek hareketi ile seyircileri coşturup, bir asist, bir gol ile maçı alan Alex De Souza gibi gereken yerde veriyor coşkuyu, salıyor mizahı. Birkaç yerde kahkaha attım hatta. Mesela hayatın gözlerinin önünden bir youtube videosu gibi geçmesi veya seyyahın şehri öğlene kadar dolaşıp bitirmesi kısımlarında. Fazla ön bilgi vermeyeyim de heyecanı kaçmasın.
Ahmet Balcı’nın 10 adet hikâye içeren Parmak Hesabıyla İki Kişi adlı bu eseri gerçekten kaliteli ve başarılı. Çolpan Kitap da gayet güzel bir yayın hazırlamış. Kişisel favorilerim Aprın, Şiir Âşığı ve Tukay 27 oldu. Fakat kitaptaki tüm eserler birbirinden güzel. Güldürürken düşündürme, düşündürürken güldürme, kelebek gibi uçup arı gibi sokma klişelerini sonuna kadar başarılı bir şekilde gerçekleştiren kitabı herkese tavsiye etmek gibi bir klişeyle yazımı bitirmek istiyorum.
Seçkin Sarpkaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder