Emine Arlı’nın yazdığı, Radiye Ayla Asilkan’ın resimlediği Limon Çekirdekleri adlı kitap, haritadaki yeri kaybolmuş, üzerinde yaşadığı canlıları dört duvar arasına kapatılmış Kayıp Limon Şehri'ni bulmak ve orada yaşananlara son vermek için kolları sıvayan dört arkadaşın öyküsünü anlatıyor.
İstanbul doğumlu Emine Arlı, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olmuş. Aynı zamanda sosyoloji dalında da lisans eğitimi almış. Okul öncesi öğretim kurumlarında Değerler Eğitimi dersleri veren Arlı, okul idareciliği de yaparak eğitim ve öğretimin işleyişi hakkında bilgi sahibi olmuş. Eğitimci tarafına anneliği de eklenince çocuk kitaplarıyla uzun uzun mesailer harcamış. Küçük yaşlarda merak sardığı yazma hevesi bu sürecin ardından iyice ortaya çıkmış ve çocuklarla gençlere yönelik yazım serüveni başlamış. Radiye Ayla Asilkan ise 1992 yılında dünyaya gelmiş. Çocukluğunu toprak üzerine çizdiği şekillerle geçiren Asilkan, bir gün babasının ona boya kalemleri almasıyla birlikte çizimlerini kağıt üzerinde yapar olmuş. Kafasında kurduğu hayalleri kağıda, fırçaya dökmüş. Çocuklar için resim yapmayı çok sevdiğinden onlara gönüllü olarak resim dersleri vermiş. “Küçük Eller Büyük Hayaller” adlı bir sergi açmış. Emine Arlı’nın kalemiyle Radiye Ayla Asilkan’ın fırçası, Timaş Çocuk Yayınları etiketiyle yayımlanan Limon Çekirdekleri adlı kitapta bir araya gelmiş. Haritadaki yeri kaybolmuş, üzerinde yaşadığı canlıları dört duvar arasına kapatılmış Kayıp Limon Şehri'ni bulmak ve orada yaşananlara son vermek için kolları sıvayan dört arkadaş üzerinden, tam da gözümüzün önünde, çadırlarda kalan çocuklara bombalar yağdırılırken, “Aynı göğün insanlarıyız” mesajını veren kitap, ayrımcılığa, kötülüğe, insanın insana zulmüne karşı birlik olmanın önemini vurguluyor.
Menesse, Samir, Semiha, Hasan okullar ara tatile girmeden önce son derslerini yapmak üzere sınıfta hazır bulunurlar. Dersin konusu, hangi ülkelerin neyi meşhur üzerine dönmektedir. Öğretmenleri bazı örnekler verdikten sonra konu limona gelir. Limonun nerenin ünlü meyvesi olduğunun bilinmediğini anlatır. Öğrenciler duruma şaşırır. Zira öğretmenin anlattığına göre; limonuyla meşhur olan ülkenin neresi olduğu bilinmemektedir. Hatta yeri haritadan bile silinmiştir. Ancak limonlarının çok lezzetli olduğu, insanlarının cana yakınlığı bu isimsiz yerin özellikleri arasındadır. Bu tuhaf durum, dört kafadarın aklına yatmaz. Kafalarını buranın neresi olduğunu bulmak için çalıştırmaya başlarlar. Büyüklerine danışırlar, mahallelerindeki esnafa sorarlar. Herkes bu kayıp ülkenin yeri hakkında çeşitli rivayetler ortaya atar. Bizimkiler ise bu ülkenin akıbetini bulmak için kolları sıvar. Dijital ortamda aramalar yaparlar, ilan bastırıp mahallenin duvarlarına asarlar.
Bir süre ses, seda çıkmaz. Ancak mahallede antika dükkânı olan yaşlı bir adam onlara olayın gerçek yüzünü anlatmaya başlar: “Bu aslında çok eski bir hikâye...” diye sözlerine kaldığı yerden devam etti. Kelimeler harflerden ibarettir, rakamlar ise sayılardan. Ama insanlar sayılardan ibaret değildir, hepsinin bir hikâyesi vardır. Bir şehrin hikâyesi ise iç içe geçmiş pek çok hikayeden oluşur. Yaşadığımız şehirler de tıpkı diğer her şey gibi, ismiyle bir karaktere bürünür. Birine şefkatli dersen şefkatli, cesur dersen cesaretli, adil dersen adaletli olur. Bu şehrin adı da güçlü anlamına geliyormuş. Ama bu güç, haksızlığa karşı duruşundan ve zalime boyun eğmemesin den kaynaklanıyormuş. Üstelik bu şehir, büyüleyici güzelliğe sahip bir şehirmiş. Öyle ki, bir kez gidenin kesinlikle yeniden gitmek isteyeceği türden... Fakat gel zaman git zaman tıpkı sineklerin şekerli şeylerin üstüne üşüştüğü gibi birtakım insanlar da bu şehrin üzerine üşüşüvermişler. Hâlbuki önceleri orada yoklarmış. Ne orada doğmuşlar, ne evleri varmış orada. Ne büyüttükleri bir ağaçları varmış ne de bir akrabaları. Kimsenin ne komşusu imişler ne de bir arkadaşı. Bu şehri çok sevdik demişler ve bu şehir artık bizimdir diyerek akın akın oraya gelmişler. Birlikte yaşama gibi bir istekleri hiç yokmuş. Tek istekleri, şehrin tek sahipleri olmakmış.”
Hikâyenin aslını öğrenen Menesse, Samir, Hasan ve Semiha, kayıp ülkeyi bulmak için neredeyse tüm dünyayı seferber edecek bir kampanya başlatırlar. Amaçları, şu anda neresi olduğunu tahmin etmenin hiç de zor olmadığı ‘o’ ülkede yaşayanları hapseden duvarları yıkarak özgürlüklerine kavuşturmaktır…
Emine Arlı, Limon Çekirdekleri'nde, Kayıp Limon Ülkesi üzerine kurduğu hikâyeyle özgürlüğün, birlik olmanın, yurt duygusunun altını çizerek sadece küçüklerin değil, büyüklerin de dikkatini çekecek bir kitapla karşımıza çıkıyor.
Burak Soyer
soyerbrk@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder