"Minnet Eylemem", Yağız Gönüler’in "Kırılınca Klarnet"ten sonraki ikinci kitabı. İkinci şiir kitabı… Minnet Eylemem, dünyanın dehşet bir hızla yol aldığı istikametten memnun olmayan, gidişata itirazı olan genç bir şairin mısraları… Gidişata direnişin, suları tersine akıtmanın zorluğundan damıtılmış şiirler okuyucuyu düşünmeye, gidişatı sorgulamaya çağırıyor. Yeninin, modernin bizi içine çekerek tüketmesine yine bizim inancımızdan, geleneğimizden aldığı güçle direniyor. Bir direnişi örgütlüyor mısralarda en kavisinden. Önümüze sunulan her tavsiyeye, her tercihe kulak vermememiz gerektiğinden bahsediyor. Yalan dünyanın ziynetine aldanmış, kaderini harama ipotek etmiş Resulün ümmetine birer tokat gibi her mısra.
Gönüler sızılı bir şair. Sızısı var, derdi… Çok asil, çok kadim bir yaradan sızan bir sızı… Mısraları bazen samimiyetten bir ırmak gibi çağıldıyor, bazen yatağını aşındıran bir sel gibi coşuyor, bazı bazı kırgın akıyor… Öfkeleniyor, üzülüyor, sinirleniyor. En sonunda inanmışlığın mutmainliğine uzanıyor bütün zamanların yorgunluğuyla.
Evet, gönlü yoran, aklı yoran bir çağda yaşıyoruz. Her şeyin aynileştiği, farklılıkların törpülendiği zamanlar. Samimiyetin kaybolduğu, aynı yerde ve zamanda yaşayanların aynı dili konuşmadığı, dillerden gerçekten çok yalanın sadır olduğu zamanlar. Gönüler işte bunlardan bahsediyor. “Leğen gibi göbeğiyle az yemeyi öğütleyenler/ Kim olduğu konusunda hiçbir şey bilmeyenler”den…
Minnet Eylemem, çok manidar bir isim olmuş kitaba. Biz Allah’tan başka kimseye minnet etmeyen bir dünyanın çocuklarıyız. Beklentisiz bir beklentideyiz aslında yeryüzünde. Yeryüzü maceramız baştan başa bir imtihanın izdüşümü aslında. Her ne kadar bu günlerde yeryüzünde çetin bir imtihanda olduğumuzu unutmuş olsak da… Yine şairin dediği gibi: “Yalan dünyayı gurbet bilmişiz/ Hakk’a kavuşmaya vuslat demişiz.”
Yağız Gönüler hem şiirinde hem de şiir dışındaki yazılarında ekmek ve Mushaf’a fazla vurgu yapıyor. Zaten kitabın üç bölümünün isimleri de bu dediğimizi doğruluyor. Birinci bölüm ekmek, ikinci bölüm Mushaf, üçüncü bölüm ise ekmek ve Mushaf… Evet, helalinden, alın teriyle ekmeği kazanmak ve Mushaf’a koşulsuz bağlılık. Bizi tarih sahnesine çıkaran ve burada tutunmamızı sağlayan bu değerlere bağlılık olmuş. Ekmeğimize haram katmamak, dilimize yalanı almamak. Ve her zaman dünyalık için hiçbir kimseye minnet etmemek.
Minnet Eylemem'deki şiirler şiirsellik karmaşasına düşülmeden, söylenecekler imgeye boğulmadan söylenmiş şiirler. Artistik bir metin yok burada. Şairin ruhundan mısralara dökülen endişe var. Aynı zamanda var olana itiraz… Modern zamanlarda hayatımızın içinde ne varsa Gönüler’in şiirlerinde de onlar var. “Plaza Türküsü” adlı şiiri mesela… Yeni bir yaşam türünün mekânı, yeni insanlığın ikamet ettiği plazalar… Oralardaki yaşamları çok iyi gözlemlemiş şair ve çok da iyi yansıtmış mısralara.
Yağız Gönüler’in Minnet Eylemem adlı şiir kitabı önemli bir Anadolu âşığı Kul Nesimi’nin Minnet Eylemem türküsü eşliğinde okunmalı. Anadolu ruhunun devamlılığı… Kul Nesimi’nin 17. yüzyıldaki avazına Yağız Gönüler 21. yüzyılda karşılık veriyor.
Muaz Ergü
twitter.com/muazergu
*Bu yazı daha önce dunyabizim.com'da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder