Aydın olmak ne demektir? Bu kadar çok şey varken mutlak bir
aydınlık söz konusu mu? Egonun sınırları nerede başlar, nerede biter? Karakter
bu sorulara çoğu zaman cevap bulamasa da hepimizin zevk aldığı ama kaçındığı şeyi yapıyor: kendini aşağılıyor. Bazen kendimizi herkesten önce
aşağılamak en rahatlatıcı eylemdir. Çünkü kendini aşağılamak maskelerden
arınmayı, kendi kötülüğümüzün içinde mutlu olmayı gerektirir. Şüphesiz ki burası
gün geçtikçe “koşmaktan” yorulan ruhlarımızın saf huzuru bulduğu yerdir. Ama bazen
insan kendisiyleyken bile dürüst olmayabilir. Çünkü her şeyi anlamak
korkutucudur. Her şeyi anlayan insanın kendine saygısı kalmaz. Bu yüzden de
bazen insan egosunu ön plana alarak bundan kaçınmaya çalışır ve sonunda da bu hastalığından kurtulmak için yardım alması gerekir.
Dostoyevski de okuyucularına bu yardımı sunuyor. Aydın olacağım diye kendinden bile uzaklaşan insanları gerçekle yüz yüze getiriyor. Egosunu yere göğe sığdıramayanların ne ile karşı karşıya olduklarına edebi bir ayna tutuyor.
Dostoyevski de okuyucularına bu yardımı sunuyor. Aydın olacağım diye kendinden bile uzaklaşan insanları gerçekle yüz yüze getiriyor. Egosunu yere göğe sığdıramayanların ne ile karşı karşıya olduklarına edebi bir ayna tutuyor.
Ümran Kio
son 2 cümle için kutluyorum.. kendimden başkalarından da benzer cümleleri duymak çok mutlu edici imiş..
YanıtlaSilGuzel bir yazi olmus, guzel bir kitap uzerine...
YanıtlaSil