RUHUNA KİTAP: Nikita D. Coulombe

SAYFALAR

Ana Sayfa
Adım Adım İnsan
Söyleşiler
Okumaya Dair
Yazmaya Dair
Destek
Hakkımızda
İrtibat

Nikita D. Coulombe etiketine sahip yayın yok. Tüm yayınları göster

Ana Sayfa

Kaydol: Kayıtlar (Atom)

KİTAP VE YAZAR BULUCU

ÇOK OKUNANLAR

Yazarak önce kendimize dost oluruz
Tanpınar: Hep kendi yaşamını yaşamak
Yarım kalan aşkları sanata çevirmek
Farklılıklar içindeki aynılık: bayram sevinci
Dağlar Devrildiğinde veya insanlığın son düşüşü
"İçimde gölgesi kendinden büyük çocukların cesareti"
Fil yutmuş boa yılanını her yaşta tanımalı insan
İçimizdeki eril ve dişil parçaları uzlaştırma yolları
Parazit ve alışveriş: İnsan
Sağlığın Gaspı için sözlük veya Illich'i anlama kılavuzu

ARŞİV

▼ 2024 (66)
- ▼ Mayıs (2)
  - İlâhî coşkunun pîri: Bayezid-i Bestamî
  - Buluşmaların en kalbî olanı kalemdir
- ► Nisan (16)
- ► Mart (16)
- ► Şubat (16)
- ► Ocak (16)

► 2023 (106)
- ► Aralık (18)
- ► Kasım (11)
- ► Ekim (9)
- ► Eylül (9)
- ► Ağustos (7)
- ► Temmuz (12)
- ► Haziran (7)
- ► Mayıs (12)
- ► Nisan (3)
- ► Mart (3)
- ► Şubat (7)
- ► Ocak (8)

► 2022 (117)
- ► Aralık (15)
- ► Kasım (15)
- ► Ekim (4)
- ► Eylül (12)
- ► Ağustos (12)
- ► Temmuz (7)
- ► Haziran (9)
- ► Mayıs (6)
- ► Nisan (3)
- ► Mart (7)
- ► Şubat (11)
- ► Ocak (16)

► 2021 (186)
- ► Aralık (15)
- ► Kasım (19)
- ► Ekim (8)
- ► Eylül (10)
- ► Ağustos (14)
- ► Temmuz (14)
- ► Haziran (15)
- ► Mayıs (13)
- ► Nisan (17)
- ► Mart (18)
- ► Şubat (17)
- ► Ocak (26)

► 2020 (212)
- ► Aralık (18)
- ► Kasım (24)
- ► Ekim (13)
- ► Eylül (15)
- ► Ağustos (18)
- ► Temmuz (14)
- ► Haziran (21)
- ► Mayıs (21)
- ► Nisan (19)
- ► Mart (16)
- ► Şubat (12)
- ► Ocak (21)

► 2019 (148)
- ► Aralık (14)
- ► Kasım (14)
- ► Ekim (13)
- ► Eylül (15)
- ► Ağustos (9)
- ► Temmuz (12)
- ► Haziran (7)
- ► Mayıs (14)
- ► Nisan (7)
- ► Mart (14)
- ► Şubat (14)
- ► Ocak (15)

► 2018 (204)
- ► Aralık (15)
- ► Kasım (17)
- ► Ekim (19)
- ► Eylül (15)
- ► Ağustos (9)
- ► Temmuz (16)
- ► Haziran (15)
- ► Mayıs (12)
- ► Nisan (17)
- ► Mart (21)
- ► Şubat (20)
- ► Ocak (28)

► 2017 (203)
- ► Aralık (21)
- ► Kasım (16)
- ► Ekim (16)
- ► Eylül (16)
- ► Ağustos (9)
- ► Temmuz (18)
- ► Haziran (19)
- ► Mayıs (15)
- ► Nisan (17)
- ► Mart (22)
- ► Şubat (12)
- ► Ocak (22)

► 2016 (115)
- ► Aralık (16)
- ► Kasım (10)
- ► Ekim (8)
- ► Eylül (13)
- ► Ağustos (10)
- ► Temmuz (7)
- ► Haziran (11)
- ► Mayıs (11)
- ► Nisan (6)
- ► Mart (6)
- ► Şubat (8)
- ► Ocak (9)

► 2015 (65)
- ► Aralık (5)
- ► Kasım (3)
- ► Ekim (7)
- ► Ağustos (6)
- ► Temmuz (5)
- ► Mayıs (10)
- ► Nisan (6)
- ► Mart (8)
- ► Şubat (7)
- ► Ocak (8)

► 2014 (102)
- ► Aralık (5)
- ► Kasım (9)
- ► Ekim (11)
- ► Eylül (11)
- ► Ağustos (9)
- ► Temmuz (10)
- ► Haziran (5)
- ► Mayıs (8)
- ► Nisan (8)
- ► Mart (7)
- ► Şubat (7)
- ► Ocak (12)

► 2013 (131)
- ► Aralık (8)
- ► Kasım (7)
- ► Ekim (7)
- ► Eylül (11)
- ► Ağustos (7)
- ► Temmuz (8)
- ► Haziran (6)
- ► Mayıs (15)
- ► Nisan (16)
- ► Mart (15)
- ► Şubat (15)
- ► Ocak (16)

► 2012 (162)
- ► Aralık (18)
- ► Kasım (15)
- ► Ekim (18)
- ► Eylül (22)
- ► Ağustos (14)
- ► Temmuz (15)
- ► Haziran (12)
- ► Mayıs (13)
- ► Nisan (9)
- ► Mart (13)
- ► Şubat (13)

Facebook

Twitter

YAĞIZ GÖNÜLER

Yaşadığımız topraklar dünüyle bugünüyle bizlere çok şeyler vadediyor. Eski(mez) insanların izini sürmek, onların yazdıklarından ve yaşadıklarından kendimize pratikler çıkarmak, dünü bugüne ve bugünü yarına bağlamak, Tanpınar’dan ilhamla söyleyecek olursak “değişerek devam etmek ve devam ederek değişmek” her zaman mümkün. Yeter ki birileri “başka şeylerle” ilgilensin, “başka şeyler” okusun.

İREM UZUNHASANOĞLU

"Her şeyden önce uzak hatıralarım vardı benim, onu önce rüyalarımda yaşadım, sonra yıllar içinde sözcüklerimi buldum, gerçeğimi buldum, bulduğum anda tüm anılarım hikâyelere dönüşmeye başladı. Hangisi gerçek, hangisi hayal artık bilemiyordum. Kâh unuttum kâh hatırladım. Unutulmaya yüz tutan tüm hikâyelerimi derin sulara batırdım, göklere saldım, üzerine topraklar attım. Böylece kaybettiğimi sandım ya da kaybettiğimi umdum."

YASİN TAÇAR

Elinizdeki ince hacimli bu eser, barındırdığı muhteva bakımından okuyanı nice külliyatlara götürecek bir tabela işlevi görüyor. Kitap, düşüncenin sınır tanımadığını, hakikate ulaşmak için bazen cehennemin sıcaklığında pişmenin dahi gerekebileceğini “cüretkâr” bir üslupla dile getiriyor.

GALİP ÇAĞ

İyi okuyucuların kaç sayfa okudukları değil, okumaya ayırdıkları vakit ve yakaladıkları istikrardır onları iyi okuyucu yapan diyor Galip Çağ. Dolayısıyla iyi okuyucunun hızı değil okumaya ayırdığı vakit önemlidir. Bu ayrıma vakıf olmak ve buna göre kitapla ilişki kurmak, hızın hazzına kapılıp kıymetli metinleri ıskalamamaktır önemli olan. Elinizdeki eser, kitapla okur arasına giren her türlü tanımlama ve tali uygulamanın teknik olarak okuma eylemini vazifeye dönüştürdüğünü savunuyor ve okuru, tüm bunları reddederek özgürleşmeye davet ediyor.

MEHMET BİLAL YAMAK

Bu kitapta; Yazıcızâde Kardeşler’in hayatları, eserleri, tasavvufî görüşleri ve Osmanlı’ya tesirleri incelenmektedir. Bu çalışma esnasında Yazıcızâde Kardeşlerin daha önce gün yüzüne çıkmamış bazı eserleri de tahlil edilmiştir. Aynı zamanda birer İbn Arabî şârihi olan Yazıcızâde Kardeşlerin eser ve fikirlerinin bu denli tesirli olmasının tasavvufî, edebî, siyâsî ve sosyolojik sebepleri de bu kitabın başlıca soruları arasındadır.

Blogda; yazarı, kitabı, konusu ne olursa olsun bir yazının tamamının ya da bir kısmının, izinsiz ve/veya kaynak gösterilmeden kullanılması, yayımlanması, basılması yasaktır. Yazıların sorumluluğu blog yazarlarına, kitapların ruhlarda bıraktığı izlerin sorumluluğu ise kitapların yazarlarına aittir. Gerisi de teferruattır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.