27 Nisan 2024 Cumartesi

Parazit ve alışveriş: İnsan

Tilki bir gece açlıktan kıvranarak dolanmakta, yiyecek bir şeyler aramaktadır. Bir kuyunun başına gelir, eğilir bakar. Ayın yansımasını görür ve onu peynir zanneder. Kuyuya atlar, peynir kaybolur, içeride kalır. Aptal konumundadır. Kurtuluş yolları arar, bekler. Ölmek üzeredir. O sırada bir kurt görür, kurt da kuyudan bakmaktadır, ayın yansımasını görmektedir. Tilki kurda seslenir. Gel der, peynir çok güzel, ben birazını yedim, gerisini de sen ye. Kurt bir çıkrık aracılığıyla iner kuyuya, tilki hemen çıkrığa atlar, çıkar, kurtulur kuyudan. Şimdi kuyuda ölümü bekleme sırası kurttadır. Aptal olan kurttur. Ama neye göre? Önceki aşamada aptal olan tilkiyken, şimdi tilki kurnaz olandır. Nesne aldatmıştır, her halükarda uzakta kalmıştır. Kimseye yar olmamıştır, nesnenin arzusu kurban gerektirmiştir ama.

Bir alışveriştir bu. Kuyu ve sarkaç, iki uçta tilki ile kurt, kurban olarak sırayla çıkarlar sahneye, bir kurnazlık bir aptallık, sırayla kurban olurlar. Peynir, yanılgıdır. Ay, arzulanan nesne olarak erişilemeyendir. Bir yanılgının peşinde bir ömür harcanacaktır.

Zaman değişir, devir değişir, insan nüfusu ve insanların yaşama bakışı değişir, aletler değişir, imkânlar değişir, ideolojiler değişir. Ama insanlık değişmez. İnsanın kavgası, arzusu değişmez. Hikaye hep aynıdır, değişen görüntüdür. Hikaye farklı formlarla devam eder, giriş gelişme sonuç hep aynıdır.

Bir tarafta parazitler vardır. Yiyenler, kurbanların üstünden beslenenler. Fakat sarkaç aynı şekilde oradadır. Parazitler ile kurbanlar da daima yer değiştirir. Buna tarih denir. Bu yer değiştirme üzerinden parazitler ile kurbanların hikayesine tarih adı verilir. İnsanoğlu aynı kuyuya düşüp durmaktadır her zaman. Arzulanan nesne ise erişilemezliğini korumaktadır.

Terazi salınımını sürdürür. Terazinin bir kefesinde parazitler yer alır, öbür kefesinde kurbanlar. Savaşlar, kavgalar, katliamlar, hileler, silahlar ortada olan, görünen ama sonu yanılgı olan nesnelerdir. İktidarların, darbelerin, sözcüklerin, yaraların, ölümlerin alışverişi ebedidir. Bir oyundur insanlığın yaşamı, fark şu ki kaybeden gerçekten kaybediyordur, nesne bir oyun gibi yalandan olsa da.

Oyun bizi temsile götürür. Tilki de temsildir kurt da ay da peynir de. İki canlı ile iki nesnenin temsili, gerçeğin temsilidir. Kurban ile parazitin temsili. Masalın hangisi olduğu önemsizdir. Aslan da parazittir, emri altındaki hayvanların etinden, canından, kanından, emeğinden beslenir ve hayatını sürdürür. Bütün temsiller, insanoğlunun acıyla ve hissederek yaşadığı oyunu sergiler. Tuzağa düşen karga, yüzlerce yıldır erişilemeyecek nesnenin peşinde canından olan insanoğlu değil de nedir?

Michel Serres, Parazit’te insanoğlunun kadim ve makus talihini masallar üzerinden inceliyor. Kendine has tarzı, üslubu ile Parazit yeri bir daha doldurulamayacak, muadili olamayacak bir eser. Dünya sahnesinde sergilenen tiyatronun aynılığı, keskinliği, zarifliği ve zayıflığı, barındırdığı acziyet ve gaddarlık; masallar üzerinden okuyucunun önüne seriliyor.

Karşılıklı sallanan tahterevalli. Bir biri yukarıda bir biri. Bugün yukarıda, yarın aşağıda. Aslan bugün hayvanların etiyle beslenen bir parazit, yarın ise hayvanlar onu indirmiş, gücünü kaybetmiş, dün beslendiği kurbanların da aşağısında. Bugün ev sahibi, yarın evden atılmış. Bugün iten, yarın itilen. Parazit kim, kurban kim?

Yaşanırken yüzlerce yıl uzun bir zaman dilimi fakat yaşandıktan sonra tarih biliminin birkaç sayfasına özetlenebilir. Orada okuru tahterevalli bekler. Krallar ve halklar. Ezenler ve ezilenler. Parazitler ve kurbanlar. Her sayfada değişen figürler. İki konum, konumun ziyaretçileri sürekli değişkenlik gösteriyor. Küçük gruplar haşeredir bugün, yarın ise etkin bir konumdadır. İnsanlığın hikayesini anlayamadan, bireysel olarak bir insanı da anlayamaz kimse. İnsan ise bireysel anlamda da kendi içinde bir parazit taşır. Kurban da içindedir. Kendini yiyip tüketir. Birey ne yaşıyorsa, toplum da onu yaşıyordur. Toplum ne yaşıyorsa, birey de onu yaşıyordur. Aynı cümle mi? Değil. Madalyonun iki yüzü sadece. Hiçbir zaman, hiçbir tekrar aynı değildir. Yaşam, alışveriş ediminden ibarettir.

Yasin Taçar
twitter.com/muharrirbey_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder