Nietzsche, "Ich bin dein Labyrinth!" demiş. "Ben senin labirentinim!" yani. Hayat bize bunu her gün, belki defalarca söylüyor. Labirentin biri bitip diğeri başlarken, tükenmenin acısını ve üretmenin zevkini birlikte yaşıyoruz, yaşamalıyız. Geçen her günün sonunda insan insana ilişkilerin ne kadar kıymetli olduğunu hayat bize gösteriyor. Şahit olduğumuz merhametsizlikler ve sevgisizlikler hem yeterince insan ol(a)madığımızı hem de insanı eser miktarda bile tanımadığımızı fısıldıyor sanki. Hayatın da insanın da içine, manasına talip olmaya, o manadaki güzellikleri görmeye, o güzelliklerdeki hakikate dahil olmaya meraklı değiliz gibi üstelik. Böyle olunca da yaşamın tatsızlığı, tuzsuzluğu ve elbette tutkusuzluğu zirve yapıyor. Hayatın ve insanın hikmeti bir kere daha buharlaşıyor. Sıradan olmayan, anlamlı bir hayat için ben de Alper Hasanoğlu'na katılıyorum ve felsefeyle psikolojinin mutlaka yan yana gelmesi gerektiğini düşünüyorum (o buna klinik felsefe diyor). Denemekten, çaba göstermekten, yenilmekten korkmayanlar ya da korkmak istemeyenler için okuması pek zevkli bir kitap Hayat Bilgisi. Kıyınızda durursa, sık sık dönüp bakacağınıza eminim.
"Ötekine yönelen insanın en saf duygusunun, onu harekete geçiren motivasyonun sevgi olduğunu iddia ediyorum. Ve sevgimin beynimin ürünü olduğunu reddediyorum. O, sevgimin bir tür 'ilişkilenme aracı'dır, başka bir şey değil."
"Kim hayatın karanlıklarına, uçurumlarına bakmaya cesaret edemezse, önünde sonunda o uçuruma düşer."
"Yalnızlık hep bizimledir ve hepimiz için mutlak bir gerçekliktir. Gece yatağa tek başımıza da girsek, sevgiliye sarılarak uyusak da. O nedenle yalnızlığın, erişkin hayatımızda çocukluktaki gibi dehşet duyguları uyandıracak bir çaresizlik durumu olmadığının farkına varmayı, bunun farkına varamayanların acıyan bakışlarına rağmen, kendimize öğretebilmeli ve bunu kabullenmeliyiz. Yaratma ve üretme süreçlerinin yalnızlığa ne kadar ihtiyaç duyduğunu düşünürsek, yalnız kalmayı öğrenmenin kendimize verebileceğimiz en güzel armağan olduğunu da anlarız."
"Hakikatin dağlarına tırmanırken çabalar asla boşa gitmez: Ya bugün daha yükseğe çıkarsın ya da yarın daha yükseğe çıkabilmek için güç toplarsın."
"Bilge kişinin kaybedeceği hiçbir şey yoktur. O, sahip olduğu her şeyi kendinde taşır."
"Sanat da felsefe de, farklı yöntemler kullanmasına karşın aynı amaca hizmet eder: İkisi de, acıyı bilgiye dönüştürür.."
"Söyle, yüreğinde saklama. Tedavi olmak istiyorsan, yaranı açmalısın."
"Kederlerin en tatsızı insanın kendi kendini hor görmesidir. Erkeklere özgü kendini hor görme hastalığının tek çaresi zeki bir kadın tarafından sevilmektir."
"Eğer çekilen acı, altından kalkılamayacak kadar ağır değilse okumak acının açtığı yaraları da iyileştiriyor."
"Doğuştan getirdiğimiz tek bir kusur var: Hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimize inanıyoruz."
"Okumak beni çekildiğim bu inzivada avutuyor; hem aylaklığın ağırlığından hem de sohbetleriyle canımı sıkan misafirlerden kurtarıyor. Eğer çekilen acı, altından kalkılamayacak kadar ağır değilse okumak acının açtığı yaraları da iyileştiriyor. Tatsız düşüncelerden kurtulmak için tek yapmam gereken kitaplara başvurmak."
"Konuşacak kimse bulamadıkları için kaç kişinin yazar olduğuna, bu yüzden kaç kitap yazılmış olduğuna şöyle bir bakarsak, kitapçıların yalnız insanlar için gidilebilecek en iyi yer olduğunu anlarız."
"Sevgi asla zeval bulmaz."
Yağız Gönüler
twitter.com/ekmekvemushaf