23 Ekim 2012 Salı

Bilinçdışı: Bir tür cehennem

Tarihte öyle isimler vardır ki hangi konuyla ilgili araştırma yaparsanız yapın altından aynı isim çıkar. Konular bir şekilde dönüp dolaşır yazdığı, söylediği bir cümleye dokunur. Öyle ki zaman içinde söyledikleriyle insanları alışılmışın dışına çıkardıkları için sürekli tezinin yanlışlığı kanıtlanmaya çalışılır. Bu sebepledir ki onlar hayatımızdan hiç çıkmazlar, her karşı çıkmak isteyenle birlikte yeniden gündeme oturur, tezleri de çürütülemediği için gittikçe sağlamlaşırlar. Bu isimlerin başında ister fikirlerini benimseyin, ister benimsemeyin Sigmund Freud geliyor. Kendisi hepimizin bildiği üzere psikanalizin babası olmakla birlikte fikirlerini desteklemeyip başka isimleri (Jung gibi) benimseyenlerin de hazmetmek zorunda olduğu bir nörolog.

Yazarların fantezileriyle çocukluk oyunlarının aynı şey olduğunu söyleyen, Goethe ve Shakespeare hayranı Freud’un kitaplarının edebi değeri yüksek olsa, hatta bazı vakaları dönem dönem hikâyeymiş gibi okutulsa da genelde isminden korkar bir türlü başlayamayız kitaplarına. Eminim Freud olsa bu harekete geçemeyişe de bir analiz yapardı ama şimdilik görünen o ki yazdıkları çoğu kişiye anlaşılabilir gelmiyor. Ya da belki de Freud çok hassas noktalarda gezdiği için oralarda kimseyi ağırlamak istemiyoruz. Çünkü Freud’a göre insan ruhu sürekli olarak metafor ve sembol yaratarak temelde şiir yazar. Freud da bu metaforları ince ince çözümleyerek bizim bile dokunamadığımız “bilinçdışı”na ulaşır. Virgil’in Aeneid’inden yaptığı alıntıyla “Eğer tanrılara boyun eğdiremiyorsam, cehennemin derinliklerine dalarım.” der ve rüyalarımıza bile gelir, oradan da bilindiği gibi bilinçdışına ulaşır.

İlk seçenek yüzünden Freud okumaktan çekinenlerdenseniz iyi bir haberim var. D. M. Thomas almış Freud’u karşısına, onun en sevdiği puroları eşliğinde güzel bir sohbet gerçekleştirmiş. Buna ister “Hayali Söyleşi” deyin, ister güzel bir Freud incelemesi. Her iki türlü de Freud’a başlamak için güzel bir kitap olmuş. Hayali söyleşi olarak okuyup ilginizi çeken bir yerden Freud külliyatı okumaya başlamanız her şey bir yana özellikle kendi üzerine düşünmek isteyenlere ilaç gibi gelecektir.

Not: Kitap genelinde çeviri kaynaklı bir sorun olarak “bilinçaltı” kelimesi kullanılmış. Freud’da bilinçaltı diye bir kavram yoktur, bilinçdışı kavramı vardır. Tüm bilinçaltı kelimelerini bilinçdışı olarak düşünmeniz Freud’un kendi kitaplarına geçtiğinizde faydalı olacaktır.

Ümran Kio

2 yorum:

  1. İsminden korkulması ve anlayamama kaygısı ile kitaplarına başlamamak gerçekten de ilginç ve analiz edilesi, çünkü Freud yaşarken aldığı tek ödül, Almanya'nın önemli edebiyat ödüllerinden olan Goethe ödülü.: )

    YanıtlaSil
  2. İsminden korkulması ve anlayamama kaygısı ile kitaplarına başlamamak gerçekten de ilginç ve analiz edilesi, çünkü Freud yaşarken aldığı tek ödül, Almanya'nın önemli edebiyat ödüllerinden olan Goethe ödülü.: )

    YanıtlaSil