Zanib Mian etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zanib Mian etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2024 Salı

Her tecrübe bir yolculuktur, bir gün eve dönülen

Zanib Mian’ın kaleme aldığı Planet Ömer, sevenlerinin ilgiyle takip ettiği, maceraları merakla beklenen bir kahraman oldu bile. Serinin dördüncü kitabı Planet Ömer: Okulun Yeni Kahramanı, Gülce Çocuk tarafından okuyucuyla buluştu. Gerçekten evrensel bir anlatıcı olan Mian’ın kurguladığı hikâyedeki sonraki sahneleri hep merak ediyorsunuz. Kitap; Ömer’in ‘her zaman bir planım vardır’, ‘insanlara yardım etmek çok hoşuma gider’, ‘bazı durumlarda en kötü şeyleri yapabiliyorum’, ‘genelde kendi kendimi soktuğum güç durumların içinden çıkabiliyorum, yani en sonunda’ ikaz cümleleriyle başlıyor. Bu tümceler, aslında kahramanımızın karakterinin yansımaları. Ömer’e; Charlie, Daniel, Mr. McLeary, Ellie, Sarah, Jayden, Adam eşlik ediyor.

Macera okulun kapılarıyla açılıyor, bir sınıfta başlıyor. Öğrencilik yıllarından bilinir, hemen herkes az biraz kuralların dışına çıkmıştır. Yazar, tam da burada genç okurlara, doğru ve açık sözlülüğün erdemini, okulda ve sosyal alanlara kurallara uygun yaşamanın gerekliliğini, arkadaşlık ilişkilerinin önemini, fedakarlığın değerini çocukların anlayacağı, onların idrak edebileceği bir üslupla anlatıyor. Ayrıca bunu yaparken de çok ciddi meseleleri çocukların yaşına ve diline uygun bir mizah anlayışıyla gerçekleştiriyor.

Beklenmedik hadiselerden sonra yaşananlar kahramanımızı kendini ifade etmesini biraz zorlaştırıyor. Kitabın ağzıyla söylersek şöyle bir akış söz konusu: “Öğretmenlerimin hepsi, benim sürekli bir çocuğa dönüştüğümü düşünüyordu. Öğretmenler odasındaki konuşmaları hayal edebiliyordum: Hayali öğretmen 1: Şu Ömer’e neler oluyor bugünlerde böyle? Hayali öğretmen 2: Ondan hiç beklenilmeyecek hareketler yapıyor. Hayali öğretmen 3: Bana sorarsanız tam bir sorun mıknatısı.

Ömer’in başına gelenleri ailesiyle paylaşması da çok güzel bir alışkanlık. Farkındalıkla alakalı ne yapması gerektiğini soran Ömer’le annesi arasında geçen şu diyalog çok incelikli olmuş: “Annem bir süre düşündükten sonra, ‘Sana bulutlara bakmanı söylediğim zamanları hatırlıyor musun?’ dedi. ‘Birkaç dakika boyunca o pamuk şeker gibi bulutları, rüzgârın bu bulutları hareket ettirişini seyrederek kendimizi kaybetmiştik. Bulutlar bile bu kadar harika görünüyorken Allah’ın ne kadar görkemli olabileceğini düşünmüştük. İşte bu, bir ânıdır. Böyle anlarda her şey eriyip gider ve biz, yalnızca o an baktığımız şeyde olup bitenleri düşünürüz. O ânın farkına varabilmek için gözlerimizi kullanırız. Daha da farkında olabilmek için diğer duyularımızı da kullanırız ya da nefesimizi fark edip, hava akciğerlerimize girip çıkarken nefeslerimizi sayabiliriz.

Özetle Kyan Cheng’in çizgileriyle şekillenen sayfalarda sınıf içi bir olayda Ömer’in nasıl bir kahramana dönüştüğünü okuyoruz. O zaman biz de yazarın ithafıyla yazıyı sonlandıralım: "Yaşamın iniş çıkışları boyunca içlerindeki iyiliği koruyabilen tüm çocuklara…"

Sevim Şentürk

18 Nisan 2023 Salı

Müslüman bir ailenin günlüğü

Zanib Mian, “Bu kitap, farklı olmanın olumsuz bir şey olduğunu hisseden bütün çocuklara ithaf edilmiştir.” diye selamlıyor Türk okuru. Timaş Yayınları’nın yeni markası Gülce Çocuk etiketiyle yayımlanan Planet Ömer/Vay Başıma Gelenler, akran zorbalığına mizahla bir reddiye aslında. BookTrust’un “Son Yüz Yılın En İyi 100 Kitabı” arasında gösterilen bu eser, Müslüman bir ailenin gündelik yaşamındaki incelikli vakitleri, detayları ve bazen de zorlukları anlatıyor. Bir kere şunu belirtelim: Yazarın kalemindeki nahiflik, hikâyeyi yumuşak bir zemine indiriyor. Planet Ömer, tam bir 8-9 yaş kitabı. Anlatının sadeliği, okuyucunun kurgunun sanki bir parçasıymış gibi dizayn edilmesi, afacan ve eğlenceli dili eserin alametifarikalarından.

Öykü; Ömer, Esa, Meryem, Annem ve Babam karakterlerinden oluşuyor. Ömer, biraz sıra dışı. Kendisini hayal gücü çok gelişmiş, marşmelov sevmeyen, bisikletiyle babasının arabasıyla yarışan ve onu geçen biri olarak tanımlıyor. Esa, bir ambulansın sireninden daha yüksek sesle çığlık atıp ağlayabilme kabiliyetine sahip. Ve onun saçlarında her zaman yemek kırıntısı bulabilirsiniz. Meryem, on üç yaşında olmasına rağmen, kendisini on altı yaşında sanan biri. Kur’an’daki 28 sureyi ezbere biliyor. Ayrıca yastığının altında, şeker gizlemekle meşhur. Ömer’in annesi hayır demeyi bilmeyen, elinde daima kahvesi bulunan bir bilim insanı. Ömer’in babasıysa yeryüzünde yaşamış en büyük insana benzemek için sakal bırakmış bir bilim insanı. Ağzına pancar sürmeyen, tepe taraflarında çok fazla saçı kalmamış, motosiklet kullanan bir adam.

Planet Ömer, gerek kurgu gerek üslup olarak; benzerlerinden farklı bir kitap. Bu nüansı sayfaları karıştırdıkça anlıyorsunuz. Çünkü hikâye kelimeler kadar çizgilerle de anlatılmış. Çizelgeler, bahsi geçen eşyalar, hayvanlar, nesneler, insanlar eşlik ediyor okura.

Yirmi üç bölümden oluşan kitabın; yazının başında bir Müslüman ailenin günlük hayatından kesitleri barındırdığını söylemiştik. Tam burada sözü Türkiye’ye geldiğinde verdiği mülakatta bunun nedenini açıklayan yazara verelim: “İngiltere’de büyüdüm ve çocuklarım da burada büyüyor. Küçüklüğümde okuduğum hikâye kitaplarında Müslüman bir karakter hiç olmamıştı. Büyümüştüm ve çocuklarım vardı ancak aradan geçen onca zamana ve İngiltere’de çok sayıda Müslüman yaşamasına rağmen bu durum değişmemişti. Çocuklarım, başörtülü bir annenin olduğu, günlük ibadetlerin yapıldığı, hâlleri ve yaşantıları kendilerininkine benzeyen, yani Müslüman bir ailenin bulunduğu hikâyeler duymak istediler. İşte yazmaya asıl başlayışımın nedeni buydu. Böylece Müslüman olan ve olmayan çocuklar aldıkları bir kitapta, benimki gibi Müslüman ve eğlenceli bir ailenin hikâyelerini görebilecekler, onda kendilerini bulabileceklerdi.

Esma Fethiye Güçlü’nün Türkçeye çevirdiği, Nasaya Mafarıdık’ın resimlediği Planet Ömer, yer yer ‘öteki’nin gözünden; fakat ‘içeriden’ bir anlatı. Dünyanın global bir kasabaya dönüştüğü günümüzde, özellikle çocukların farklı kültüre bakışlarının nasıl olması gerektiğini, kendinden olmayanlara bakışın hangi ölçülerde olmasını hatırlatan bir günlük, belki bir ders kitabı. Çünkü sevginin ve iyiliğin dili evrenseldir, tüm insanları kuşatan...

Sevim Şentürk