Kanat Kitap çok sevdiğim yayınevlerinden biridir. Tim Parks, Paul Nizan, Howard Norman gibi
birbirinden değerli yazarların kitaplarını birbirinden değerli çevirmenler sayesinde Türkçe’ye
kazandırmaktadır. Son işleri ise cümlenin tam anlamıyla ülkemizde “Bilinmeyen bir klasik” tir.
Yazarımız 1844 ve 1897 yılları arasında yaşamış olan, kadınların toplumdaki sorunlarını ele alan ilk
kadın Fin yazar olma özelliğine sahip Minna Canth’tır. Kendisi daha ortada Finlandiya diye bir ülke
yokken Fince yazabilen ve Fin edebiyatının kurucuları arasında gösterilen, şüphesiz döneminin en çok
öne çıkan isimlerinden biri olan güçlü bir kadındır. İyi bir öğrenim göre yazar öğretmeniyle evlenmiş,
7 çocuğuyla genç yaşta dul kalmış. Bu dönemde iş hayatına atılarak dükkân işletmiş. Yazdıklarını
yayımlatmayı başarmış. Sosyal bir aktivist olan Canth, kadın hareketi konusundaki tutumuyla
döneminde büyük tartışmalara yol açan, etkili bir edebi figür olarak tanımlanıyor.
Zola’nın etkisinde kalarak da yazdığı bu roman “Sığlıklar”, az sayfa sayısına rağmen kocaman bir
hayatı, Alma’nın hazin hikâyesini etkileyici tasvirlerle açıklıyor. Hikâyedeki kurgunun devamı ise fena
derecede Anna Karennina’yı çağrıştıyor; ancak aynı hikâye diyemeyiz elbette. Alma’nın hikâyesini
okurken düşünüyorsunuz: 1860’lı 70’li yıllarda kadın erkek ilişkisi, bugünkü Türkiye’de de üç aşağı beş
yukarı aynı şekilde tekrarlanıyorsa, medeni anlamda ilerlemeden ve değişmeden nasıl bahsedebiliriz
ki?
1964 yılında Jyvaskyla’da doğan, Stockholm Üniversitesi’nde İskandinav Dilleri ve Roma
Üniversitesi’nde modern İtalyan edebiyatı üzerine eğitim alan, 1997 yılında eşiyle birlikte Türkiye’ye
yerleşen; şair ve heykeltıraş olan çevirmen Riitta Cankoçak’ın orijinal Fince basımından yapılan
çeviriyi klasikleri okumayı seven biriyseniz epey beğeneceksiniz. Çünkü bu tecrübe, görülmeye değer
doğrusu.
Tuna Bahar