“Sefilliğimi ayrıntılarıyla dökmenin, üzüntümü haykırmanın, uçurumun dibine dokunmanın, gerçek rövanşlar olmayan rövanşlarımdan bahsetmenin ve nihayet bu kadar berbat bir hayatta yaşadığım sürekli yenilgi halinin üstesinden gelmenin zevkini çıkarıyordum… ”
Kara Üçleme'nin ilk kitabı olan “Hayat Berbat” Jean, Albert ve Paul’ün yaşamlarından suça bulanmış bir kesiti anlatıyor.
Maden işçilerinin paralarını ödemeyen fabrikanın üst düzey yöneticilerine silahlı bir saldırı düzenleyerek paraları ele geçiren üçlümüz, paraları o sıralar mensubu oldukları illegal bir örgüte ulaştırırlar. Fakat böyle kanlı bir parayı madenciler kabul etmezler. Bunun üzerine Jean ve çetesi bir soygunlar serisine girişirler. Polisin onları aramasına rağmen bulamaması çetenin ekmeğine yağ sürer. Eylemler devam ederken Jean’in evli olan ama hala sevdiği Gloria takıntısının artması ve işin içine bir kadının girmesi işleri karıştırır. Kadınlar yönünden takıntılı olan jean, cinsel ve duygusal açıdan kadınları mutlu edemediğine öylesine inanmaktadır ki aslında kendi mutsuzluk evreninde boğulmuştur. Yani, hayat berbattır.
Jean’in, annesi o dört yaşındayken ölmüştür. Ergenlik çağına kadar dedesinin yanında kalmış ve sonra başkentte yaşama arzusuyla dedesini terk ederek yanından kaçmıştır. Annesinin ölümü, içinde derin yaralara neden olan Jean, yaşamını kendi de farkında olmadan bir mateme dönüştürmüştür. Yıllardır yaşadığı bu matem kadınlara olan bakışını değiştirmiş, farkında olmadığı matemine sığınarak sürekli bir yokluk içinde olduğuna kendini inandırmıştır. Ona göre kadınları mutlu edemeyen bir adamdır o; mutlu olduklarını söyleyen kadınları ise hep yalancılık ve alaycılıkla suçlamıştır. Bu sahte yoksunluk dünyası ile o, bir suç makinesi dönüşmüştür.
Okuyanların özellikle dikkat etmesi gereken bölüm, yazarın Freudvari bir duruşla suç mekanizmasının bilinçaltı dünyasına ışık tutması ve suç denen şeyin, adeta bir hastalığın son evresinde nasıl ortaya çıktığını ustalıkla anlatmasıdır. Her satırıyla bizleri, insanın karanlık dünyasında gezdiren kitap, bu yönüyle birçok polisiyeden ayrı bir yerdedir.
Ozan Şen