Tezer Özlü'den geriye kalanların adıdır Kalanlar.
Ferid Edgü' nün önsöz yerine başlıklı yazısıyla başlar kitabımız. Kitaplarına değinerek anlatır Özlü'yü. İnsan kalma uğraşını, hüznünü, içindeki karmaşık yolları, acıya ve baskıya başkaldırışını...
Yazarımız bu kitapla tüm benlerini toplayıp uçurmak, yaşamın ucuna doğru yolculuğa çıkmak ister. İnsanları kimi zaman birer fabrika ürünleri olarak görür ancak gelgitleri buna izin vermez ve insanları tanımadan bunun genel bir yargı olacağından bahseder. Hiçbir yere ait olamamanın, bir kimseye sahip olamamanın sancısını çeker çoğu zaman da. Fotoğraflarından gördüğümüz o gözlerindeki hüzünlü yalnızlıktan bellidir aslında kalbinin sancısı. "Ben bendim. Zaman yaşanmış zamandı. Birkaç yaşanmamış zamanda eklenmişti bu zamana. Kemerle bağlanmıştım acılarım vardı."
Ben dışarıya bakan bir pencereyim, der Kalanlar’da. Yaşadığı manik depresifin etkisiyle ne içine kapanabilir ne de dışarıya açılabilir. İki tarafta naftalinli kalbini sıkar. Çok sevdiği üç yazar olan İtalo Svevo, Cesare Pavese, Franz Kafka hayatının önemli bir bölümünü oluşturur. Cesare Pavese hayranlığı ise dikkat çekicidir. Pavese'nin intihar acısının peşinden sürüklendiğinden bahseder. Kitaplarıyla yetinmeyip Kafka’nın peşinden Prag’a, Pavese’nin peşinden ise Torino’ya kadar acının izini sürer. Vefatından 4 yıl sonra ablası Sezer Duru tarafından kitaplaştırılmış bu kitap Tezer Özlü'nün anılarından, günlüklerinden, karalamalarından, kıyıda köşede kalmış cümlelerinden oluşur.
"Her sabah yepyeni bir dünyaya kalkıyorum. Her akşam dünyanın bütün yorgunluk acı ve çelişkileriyle dayanamaz duruma geliyorum.". Sırtında taşıdığı insan olma çabası bir yüktür kendisine çoğu zaman. Yaşamdan ve insanlardan etkilenişi,acıyı sahiplenişi dünyayı dayanılmaz kılar. Nereye ait olduğunu bilemez. Kalbinin içine sıkışmış durumdadır. Bazı insanlara ise özel yakınlık duyar. "Yalnız yaşı olmayan ve dünyalarını kendi içlerinde taşıyan insanlara dayanabildiğimi görüyorum."
"Yazı yazmak isteğinin dış dünyaya karşı bir tür savunma olduğunu daha bir algılıyorum. Yaşamın kendisinin yazı yazmaktan çok daha gerçek, çok daha derin olduğunu da biliyorum. Sözcüklerle yaşamın derinliğini vermeye hiç olanak yok… Sözcükler insanın yanında yatan diğer bir insanın yürek çarpışlarını duyurabilir mi?". Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum diyen Tezer Özlü sözcüklerin yetersizliğinden bahseder. Ancak dünyanın acısını ve yetersizliğini anlatmanın da başka bir çözüm yolu yoktur. Onu rahat bırakmayan sözcükler onu uyutmayacaktır da. Psikoza girecek hale geldiğinde yazabildiğini, iç dünyasına ise yazarak egemen olduğunu söyler: "Yazmayı keseceğim. Yeter. Gece ilerledi. Neredeyse bir çocuk doğurabilirim."
Dünyayı ciddiye alarak yaşayan bir yüreğin sancısıdır Kalanlar.
Beyza Bağcıer
beyzannur93@gmail.com
Kalanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kalanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
26 Şubat 2018 Pazartesi
22 Haziran 2012 Cuma
Melankolik bir dost arayanlara
Manik-depresif teşhisi konulduktan sonra hayatının büyük bir
kısmı psikiyatri kliniklerinde geçmiş, her şeye rağmen, onlar gibi olmamak
adına elektroşoklara dayanmış, ölümden korktuğu halde intihara kalkışmış yalnız
bir kadın: Tezer Özlü.
Gerçek kişi ve kuruluşlarla ilgisi olmayan kitaplardan
hoşlanmadığını söyleyen, her kitabında kendi yaşamını anlatan Tezer
Özlü’nün "Kalanlar" kitabı belki de yazarın en mahrem
alanı. Ölümünden sonra kardeşi Sezer Duru tarafından yazarın
evindeki notlar ve günlüğünden derlenip yayınlanmış.
Sürekli gitmek
isteyen, “içine bir kere girilip sonra çıkılan ve geri dönülmeyen” evleri
seven, kalabalık dünyaya çıkmadan yaşamak isteyen, sadece tren raylarında
kendini iyi hisseden bir kadının hikâyesi.
"İşte burada istediğimi yapabiliyorum. Işık var. Kitaplar var. Ben varım. Dünyam var."
Mutsuz olduğunuz zaman etrafınızdaki insanların sizi
teselli etmek için yapabilecekleri pek fazla bir şey yoktur. Onlar
kendilerine düşeni yaptıktan sonra çekilirler ve aslında siz sorunlarınızı hep
kendiniz çözmek zorunda kalırsınız. Bu yalnızlık saatlerinde
melankolinizi paylaşacak sizden daha çok acı çekmiş, daha fazlasına katlanmak
zoruna kalmış bir dosta ihtiyaç duyarsanız Tezer Özlü’nün sizinle paylaşacağı
çok şey olduğundan emin olabilirsiniz.
"Burada ölecek yer yok. Sonra siz beni
yakarsınız. Ya küller arasında uyanıp, gövdemi arayıp, yalnız külleri
görürsem? Oysa toprak içinde bir süre daha kollarım, bacaklarım ve tüm
bedenimle birlikte olabileceğim. Belki ölüme alışana dek. Ölüm içinde
ölümü unutana dek."
Ümran Kio
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)