Jungiyen Rüya Analizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jungiyen Rüya Analizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2023 Pazartesi

Rüyalarımızda saklı olan mesajlar

Kişiliğin Gelişimi kitabını okuduğumda Jung'un bilhassa rüyalara dair söyledikleri çok çarpıcı gelmişti. Zaten sonrasında da onun Rüyalar kitabına yönelmiştim. Peki ne diyordu Jung rüyalara dair? Rüyalar, doğal fenomenlerdir. Kasti ya da keyfi olarak ortaya çıkmazlar. Doğal oldukları için de kandırmazlar, yalan söylemezler, bir şeyleri saklamazlar. İnsanların bazı rüyalardan rahatsız olmalarının, bazı rüyalar sebebiyle de yanılmalarının tek sebebi, rüyaların çoğu zaman anlaşılamaz oluşundadır. Biz her ne kadar rüyalardan anlamlar üstüne anlamlar çıkarmaya çalışsak da aslında onlar tek bir şeyi anlatırlar. Bunu yaparken de lafı eğip bükmezler. Bu basit bilgilendirme hâli rüyayı daha da anlaşılmaz ve zor kılar. "Deneyimlerden öğrendiğimiz kadarıyla ben'in bilmediği ve anlamadığı şeyleri sürekli açıklamaya çalışırlar" sözü önemli.

Peki 'her gece kendi çapında felsefe yapan' rüyalarımız bize başka neler söylüyor? Rüyalar kitabında ilk dikkatimi çeken "Her rüya, bastırılmış bir arzunun giderilmesini temsil eder" ifadesiydi. Tamam, belki birkaçı böyledir ama hepsi mi diye sormuştum kendi kendime. Nihayet, bir başka sayfada daha açıklayıcı bir anlatım bulmuştum. "Hayatımızı arzularımızın farkına varmak için mücadele ederek geçiririz: Yaptığımız her şey bir şeylerin olmasını ya da olmamasını istememizden kaynaklanır." diye yazmıştı Jung. Giderek, insanın kendi ruhunu daha çözebilmesi için bir araç olduğunu düşündüm rüyaların. Sessiz gibi görünen ama çok fazla ses içerebiliyor bu enstrüman. Haliyle, sesleri çözebilmek için de bazı yöntemleri keşfetmek gerekiyor.

2022'de Gölgeyle Buluşma kitabıyla fevkalade bir çeviriye imza atan Özgür Ertana, bu kez de psikiyatrist, Jungiyen analist James A. Hall imzalı bir kitabı kazandırdı dilimize. James. A. Hall 1991 yılında geçirdiği bir felç nedeniyle emekli olmak zorunda kalmış. Vefat ettiği 2013 yılına kadar da Jungiyen psikoloji, rüyalar, aktarım/karşı aktarım, parapsikolojiye Jungiyen bakış açısı ve hipnoz gibi konularda önemli araştırmalar yapmış, makaleler yayımlamış. Jungiyen Rüya Analizi: Teori ve Pratik El Kitabı, en popüler çalışması ve Timaş Yayınları etiketiyle artık ülkemizde.

Kitabın Jungiyen psikolojinin temel kavramlarıyla başlaması oldukça iyi düşünülmüş. Özellikle Jung okumalarına yeni başlayanlar için buradaki psişe, kompleks, arketip, ego, gölge, anima, animus, persona, bireyleşme gibi kavramların açıklanması bir nevi hazırlık aşaması olarak düşünülebilir. Sonrasında ise rüyanın tabiatı bölümüyle okuyucu, rüyaların nasıl bir gözle değerlendirmesi gerektiğini görüyor. Üçüncü bölümle birlikte rüyalara jungiyen yaklaşım başlıyor. James A. Hall, rüyanın telafi edici olduğunu söyleyebileceğimiz üç duruma işaret ediyor. İlki; rüya, ego yapısındaki geçici bozulmaları telafi ederek kişiyi tutum ve eylemleri hususunda daha kapsamlı bir anlayışa yönlendirir. İkincisi ve daha derin bir telafi biçimi; psişeyi temsil edem rüyanın, faal egoyu bireyleşme sürecine daha iyi adaptasyon sağlama ihtiyacıyla yüz yüze getirmesi. Üçüncüsü ise rüyalar, arketipsel egonun daha bilinçli bir düzeyindeki kimlik ihtiyacını karşılayan komplekslerin yapısını değiştirme teşebbüsü olarak da değerlendirilebiliyor. James A. Hall, genel bir yorum olarak şöyle söylüyor:

"Rüya yorumunda, rüyanın tamamen anlaşıldığını hiçbir zaman düşünmemek gerekir. Olsa olsa rüyanın faydalı ve güncel bir anlamını keşfedebiliriz fakat bu bile sonraki rüyaların ışığında değişebilir. Zira rüya yorumunda ego ile bilinçdışı arasında sürekli bir diyalog söz konusudur ve bu, hem içeriğinin odak noktası hem referans seviyesi değişebilen ve sonsuza dek uzayan bir diyalogdur. Rüyalar yorumlanmadıkları zaman bile uyanıklık bilinci üzerinde derin bir etki yaratabilirler. Analiz edilmemiş rüyaların etkisi gözlemlendiğinde, hatırlanmayan rüyaların dahi psişenin toplam yaşamının hayati bir parçası olduğunu çıkarsamak mümkündür."

Kitabın yaygın rüya motifleri bölümü oldukça çarpıcı bir bölüm. Burada ensest, yas, evler, otomobiller, alkol ve uyuşturucular, ölüm ve bazı hayvanların rüyalardaki anlamı üzerine yorumlar yapılıyor. Elbette Jung'un yaşamında önemli bir yer kaplayan simya sembolizmi üzerine de değerlendirmeler var. Rüyalarda simyevi motifler ve birlik imgeleri, doğu inanışlarına meraklı okuyucular için de çok zevkli. James A. Hall, rüya yorumunda iki tür gerilim olduğundan bahsediyor. İlki, rüya motiflerinin nesnel ve öznel yorumları arasındaki gerilim. İkincisi ise yalnızca rüya yorumunu değil, tüm analitik süreci karakterize eden kişisel ve arketipsel anlamlar arasındaki gerilim. Şurası dikkate değer: "Psikolojik bireyleşmeye özgü gerilim, kişisel ve arketipsel olan arasındaki karşıtlık şeklinde de ifade edilebilir. Gündelik hayatın kolektif, dış gerçekliğine fazlasıyla gölümü olanlar için kendi rüyalarında psişenin nesnel derinliklerinden gelen evrensel, arketipsel imgeleri keşfetmek özgürleştirici bir deneyim olabilir.

Rüyaların anlattıkları iyi okunduğunda, onların bireyleşme sürecine hizmet ettiği de kitap boyunca gözler önüne seriliyor aslında. Tıpkı tasavvufta olduğu gibi rüyaları yorumlamaya çalışırken egonun ekleme ve tahriflerinden sakınmak gerekiyor. Her şey olduğu gibi, en doğal haliyle anlatılmalı. Ayrıca rüyalar, sahibinin mevcut yaşamının bağlamında değerlendirilmeli. Diğer yandan rüya, "kaynağı kişisel ama müphem, manaya gebe ama belirsiz olan ve uyanın egonun dünyasındaki kaderi bizim elimizde bulunan bir hakikat parçasıdır. Ona saygı ve ilgiyle yaklaştığımızda bize pek çok şekilde hizmet eder. Onu göz ardı ettiğimizde dahi psişenin derinliklerinde simyevi dönüşümler yaratarak bilinçli yardımımız olsun olmasın, bireyleşme yönünde bizi harekete geçirir."

Kitabın sonunda James A. Hall tarafından derlenmiş bir Jungiyen Terimler Sözlüğü var. Burada okuyucu anima, animus, arketipler, kompleks, ego, bireyleşme, persona, yansıtma, puer aeternus, benlik, senex, gölge, aşkın işlev, aktarım ve karşı aktarım, uroboros gibi pek çok terimin açıklamalarını bulabilir. Yine kitabın ekler bölümünde uzman klinik psikolog Berin Orhan'ın yazdığı İnsan Ruhunun Bir Haritası başlıklı bir makale var. Psişeye jungiyen yaklaşım noktasında başka okumalar yapmak ve alanda biraz daha derinleşmek isteyenler için önemli öneriler, çizimler ve kaynaklar var bu makalede. Yine Bazı İyileşme Sembolleri de bu bölümün ileri düzey makalelerinden biri. Kitabın oldukça zor bir çeviri mesaisinden geçtiği çok belli. Özgür Ertana, ömrünün büyük bölümünü vakfettiği Jung okumalarının ve merak duygusunun hakkını fazlasıyla vermiş, ne mutlu. Onun da belirttiği gibi, "Doğmak isteyen bir şey kendi uygun koşullarını yaratıyor" demek ki...

Son söz kitabın yazarından olsun: "Rüyalar gizemli varlıklardır. Şefkatli fakat objektif bir arkadaşın gönderdiği mesajlara benzerler. Yazma biçimleri ve kullandıkları dil kimi zaman zor anlaşılır fakat hiç kuşkusuz esas itibariyle nihai refahımızla ilgilenirler ki bu, bizim hedeflediğimizden çok farklı bir esenlik hali olabilir. Alçakgönüllülük elzemdir. Hiçbir rüya tam olarak anlaşılamaz. Gelecekteki olay ve rüyalar, mükemmel bir şekilde anlaşılmış gibi görünen bir rüyanın yorumunu değiştirebilir. Bilinç ile bilinç dışı; bireysel ile ben-ötesine dair kavrayaşımızın sınırında var olan rüyaların gizemli tabiatını her daim göz önünde bulundurmak gerekir."

Yağız Gönüler
twitter.com/ekmekvemushaf