"Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum."
- Turgut Uyar, Geyikli Gece
İkinci Yeni dendiğinde akla gelen trio bellidir: Edip Cansever, Özdemir Asaf ve Turgut Uyar. Sonrasında gelecek olan isimler de malumdur: Ece Ayhan, İlhan Berk, Ülkü Tamer. İnatla Sezai Karakoç'u dahil etmiyorum bu akıma, edemiyorum. Haddim değil ama vicdan çoğu zaman hadden önce gelir. Gerçi Sezai Karakoç'un İkinci Yeniciler arasında gösterilmesi için nedenler olduğu gibi, onlardan çok ayrıştığı nedenler de vardır. Her neyse, konumuz Turgut Uyar şiiri ve YKY'nin Doğan Kardeş serisindeki seçme şiirlerden oluşan Göğe Bakma Durağı adlı kitabı.
Dönemin en haşmetli şiir eleştiricisi Nurullah Ataç tarafından takdir ve takdim edilen Turgut Uyar Kaynak Dergisi'nin şiir yarışmasında ona ikincilik kazandıran Arz-ı Hal adlı şiiriyle ile tüm gözleri dizelerine doğru çevirdi.
"Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!...
Eğer bilmiyorsan işte, haberin olsun.
Ekmek derdi, aşk derdi unutturdu seni.
İnsan hatırlamıyor dün ne yediğini.
Zaten yediğimiz ne ki hatırda dursun.
Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!..."
1949'da yayımlanan Arz-ı Hal kitabından sonra sırasıyla Türkiyem (1952-1963) ve Dünyanın En Güzel Arabistanı (1959) kitaplarıyla zirveye ulaştı Turgut Uyar. İlk kitabındaki hece ölçüsüyle yazılmış toplumsal konuların ağırlıklı olduğu şiirleri, sonraları içe dönülmüş yalnızlığın, çaresizliğin ve sıkıntının şiirleri olarak zuhur etti. Her ne kadar yenilikçi olsa da Turgut Uyar'ın gönlünde vazgeçilmez bir eskinin olduğuna inanıyorum. 1970'de yayımlanan Divan kitabı bunun ispatı gibidir. 1974'te Toplandılar ve 1982'de Kayayı Delen İncir'de bu kez sınıfsal mücadeleleri irdeledi şair. Halkın nefesi olmaya çalıştı sayfalarda.
"Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
Sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse."
1966'da eşinden ayrılıp Ankara'dan İstanbul'a gelen Turgut Uyar, Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başlar. Sonrasında ise evlilik ve bir çocuk: Hayri Turgut Uyar. Şimdilerde İTÜ'de öğretim görevlisi olan Hayri Turgut Uyar'a, babası Turgut Uyar "Yapı" adlı bir şiir yazmıştır.
"Bir çocuk -adı hayri'ydi onun
Bir çocuk için hayli büyük bir ad
Ama büyüyecekti nasılsa
Severdi adını ayrıca
-görmediği dedesinin adıymış-."
Bir bireyin mutlu olabilmesi, toplumun da mutlu olabilmesi anlamına geliyordu önceleri Turgut Uyar için. Sonraları ise tam tersini; mutlu bir toplumun mutlu bir bireyi yetiştireceğini dile getirmeye çalışıyordu. Çaresizliğe en büyük tepkinin şiir olduğunu düşünürsek, her dize bir çaredir de aynı zamanda.
Yağız Gönüler
twitter.com/YagizGonuler