- Natalie Goldberg, Writing Down the Bones
20 Nisan 2018 tarihli Millî Gazete'nin Kültür-Sanat sayfasında "Denemenin lezzeti" başlıklı bir yazı yazmıştım ve şu sorulara bir kitap eşliğinde cevap aramıştım: Neden deneme okuruz? Deneme okuyucusunun beklentileri nelerdir? Yazarlar neden deneme yazmak isterler? Deneme dediğimiz yazma eylemi insana neler katabilir?
Bu sorulara verilecek cevaplar arasında deneme yazım tekniklerine ve kurallarına dair bir şey bulmak güçtür. Fakat bunlarla ilgili olarak hem öğrenciler hem de deneme yazmak isteyen herkes için son dönemde Alfa Kitap tarafından dilimize birçok eseri kazandırılan Nigel Warburton'ın 116 sayfalık hızla okunabilecek bir mini-rehberi var: Deneme Yazmanın Temel Kuralları.
Warburton'ı her ne kadar felsefeye dair kitaplarıyla tanıyor olsak da bu kitaptaki kolay okunabilir üslubu ve felsefe yapmadan felsefeye iştahlandıran tekniği takdire şayan. Elbette bunun için 1990'dan bu yana çeviriler yapan Ahmet Fehmi Yıldırım'ı da tebrik etmek gerekiyor.
Giriş yazısında bu kitabın nasıl kullanılabileceğini ifade ediyor yazar. Okumakla yetinmemek gerektiğini ve yazmaya dair yapılacak pratiklerde niteliğin nicelikten daha önemli olduğunu vurguluyor. On deneme yazdım demektense bir deneme yazdım demeli ama gayet güzel yazabilmeli. Peki nasıl? On bölümde adım adım "iyi deneme"ye götürüyor yazar. Henüz ilk bölümde deneme yazmanın eğitimin kalbi olduğunu hatırlatıyor. Yani deneme, ismi her ne kadar ciddiyetsizmiş gibi görünse de oldukça ciddi bir iş. Deneyip geçmek mümkün değil, bir kez daha denemeli, bir kez daha ve bir kez daha. Çünkü düşünen insan bir defada bırakmaz. "Yazmak bir tür düşünmedir" diyor yazar. Yazmak ve düşünmek için de iyi alışkanlıklar elde etmenin çok önemli olduğunu söylüyor: "Beceriler, iyi alışkanlıklara dayanır. Alışkanlıklar, genellikle daha önce defalarca tekrarlandığı için uzun uzadıya düşünmeye gerek görülmeyen davranış biçimleridir. İyi bir alışkanlık edindiniz mi, yaşam daha kolaylaşır. Ama bu aşamaya geçmek, genellikle öz-disiplin gerektirir. Bir işi kötü yapmanın garantili bir ödülü yoktur. Kötü alışkanlıkları sürekli tekrarlamak, alışkanlıklardan kopmayı daha da zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Günde birkaç dakikalık doğru pratik bile, yeteneğinizi dönüştürebilir. Etkili pratiğin sırrı, doğru şeyler yapmak ve iyi yapmaktır: Harcadığınız saatler oranında ödüllendirilmezsiniz. Hatta kötü alışkanlıkları güçlendirebilirsiniz; ama yüksek nitelikli pratik her zaman geliştirmeyi getirir."
Warburton'ın ikinci bölümde detaylandırdığı ama her bölümde muhakkak hatırlattığı bir konu: yazmaya başlamak. Çünkü bir an evvel başlanmadığı zaman başka her şey yapılabiliyor. Yazar tıkanıklığı, yazma acizliği, korku, sıkıntı, panik gibi psikolojik meseleleri yıkabilmenin tek yolu yazmaya bir an evvel başlamak. Saçma olabilir, komik olabilir, felsefî olabilir belki de bir reklam metni olabilir. Bir sakız bile paketinden çıktığında taş gibidir, tükürüğümüzle birlikte yumuşar ve sonrasında onla oynamaya başlarız. Bu oynama esnasında çene kaslarımızın geliştiğini ve hatta kalori harcadığımızı pek düşünmeyiz bile. Dil de böyledir. Kâğıdı ve kalemi karşısında görünce taş kesilir ancak tükürükle (düşünceyle) buluşunca sökülür...
Üçüncü bölüm belki de en kritik bölüm. Eğer yazılan deneme bir soruyla başlıyorsa, yani bir sorun anlatıyorsa, meselesi varsa mutlaka cevabı da olmalı. Bir deneme okuru asla kolay kolay affetmez. O denemenin sonunda ciddi bir cevap yoksa, son kez okunuyor olabilirsiniz. Dördüncü bölümde araştırma ve planlama meselesi var. "Neyi bilmeniz gerektiğini keşfedin" diyor yazar. Konu ne olursa olsun saatlerce, günlerce, aylarca ve hatta yıllarca araştırma yapmak gerekebilir. Ömrünü sadece bir kitap için harcamış nice büyük hoca, âlim mevcuttur. Beşinci bölümde neredeyse ilkokuldan itibaren öğrendiğimiz giriş-gelişme-sonuç bölümlerinden bahsediyor yazar. "En iyi başlangıç satırları, kesin ve konunun özüne uygun olanlardır" diyor ve şöyle devam ediyor: "Çoğu kez, yazarın sorulan soruyla ilgili bakış açısını ya da vardığı sonucu özetler ve denemeyi o noktadan ileriye götürürler. Denemenin geri kalan kısmı, o sonuç için bir savunma inşa eder."
Deneme Yazmanın Temel Kuralları; gerekçe açıklamak, intihal-alıntı-referans, yazma sanatı, sınav denemesi ve yazınızı iyileştiren bölümleriyle son buluyor. Her bölüm için oldukça iyi örnekler ve "kilit noktalar" finali var. Yazar hiç üşenmemiş (tıpkı söylediği kurallardaki gibi) ve bazı klişe örneklerini bile sıralamış. Cinsiyetçi dil konusunda uyarılarda bulunmuş. Hemen akabinde de zor yazılan ve yazarken sık hata yapılan kelimelere dair bir yanlış/doğru listesi vermiş. Şık bir hareket.
Yazınızı iyileştirin bölümünde çok önemli bir kontrol sorusu listesi var. Bir deneme yazıldıktan sonra bu kontrol soruları gözden geçirilir ve cevapsız kalmadığı görülürse, o deneme büyük olasılıkla başarılıdır. Burada yazarın önemli bir önerisi var: "Geri bildirimi ciddiye alın. Kötü alışkanlıkları saptayıp yok edin; iyilerini güçlendirin."
Kitabın sonunda kaynakça dışında ek okumalar yapılabilecek bir liste de mevcut. Gayet başarılı bir kural kitabı diye düşünüyorum. Öğrenciler ya da deneme yazmaya meraklı olan herkes bu kitaptan yararlanabilir, kendilerini geliştirebilirler.
Yağız Gönüler
twitter.com/ekmekvemushaf