İmam Gazzali’yi yüzyıllardan beri kalıcı kılan en önemli husus zannımca onun ilminin çok yönlü bir çerçeve içinde olması ve neredeyse her alanda Kitaba ve Sünnete dayalı bir düşünce üretebilmiş olmasıdır. O her alana derinlemesine nüfuz etmiş, böylece alanı kusursuz derecede tahlil ederek eksiğini ortaya koymuş ve inananları itidalli olan yola davet etmiştir.
Düşünmenin Doğru Ölçüsü de Talimiyye mezhebine bir eleştiridir esasında fakat Gazzali bu eleştiri bağlamında ortaya bir düşünme ölçüsü koyar. Merkeze Kuran’ı alarak bir meseleye yaklaşım ve doğruyu bulma hususunda belli başlıklar altında ölçüler geliştirerek bir formül üretir. Eserin başında Talimiye mezhebinden bir kişi ile karşılaşmasını anlatır ve eser o kişinin sorularına verdiği yanıtlardan oluşur. Gerçekten böyle bir karşılaşma oldu mu yoksa Gazzali’nin kendince faydalandığı bir kurgu/form mu, orası meşhuldür. Önemi de yoktur. Önemli olan eserin okunması bittiğinde, okuyucunun elinde artık belli bir düzen içinde formüle edilmiş bir çıkarımın bulunacak olmasıdır.
Gazzali kendisini Ehli Sünnet grubuna koyar ve her zaman da bu hassasiyetini vurgular. Öyle ki elimizdeki eserde bütün mevzu mantık çerçevesinde dönerken Gazzali mantığını her zaman Kuran’dan ayetlerle delillendirir. Gazzali’ye göre şaşmaz tek ölçü ayetlerdir. Eğer bir düşüncenin ayetlerden yana bir dayanağı yoksa o düşünce riskli sahadadır, yanılma ihtimali yüksektir ve uzak durulması gerekmektedir. Eğer düşüncenin dayanağı bir ayet ise o zaman o düşünceye sarılmakta bir tehlike yoktur. Gazzali düşünceyi beş ölçüde değerlendirir: Büyük Ölçü, Orta Ölçü, Küçük Ölçü, Telâzüm Ölçüsü ve Teânüd Ölçüsü. Daha sonra şeytanın ölçüsünü ortaya koyarak resimde eksik parça bırakmaz. İmamet ve mucize bahsini açar. İnsanların ayrılıkların karanlığından kurtulmasının yoluna dair bir reçete dunar ve son olarak re’y, kıyas tanımı yapar ve geçersiz olduklarını ispat eder. Böylece o eksiksiz bir şekilde Kuran’dan delille mantık yoluyla düşünce sahası belirlemiş olur. Gazzali aklı kemalat yolu için vazgeçilmez görür. Kişiyi doğruya da yanlışa da aklı sürüklemektedir. O halde akla doğru bir harita çizmek ve sunmak gerekir. İşte Gazzali’nin eserde yaptığı doğru haritayı sunarak bir nevi rehberliktir.
Tek tek bütün ölçülerini anlatmak yazıyı uzatacak ve maksadı da aşacaktır. Fakat esere ve Gazzali’nin düşüncesine örnek teşkil etmesi amacıyla bir ölçüsünden bahsetmekte fayda olacaktır.
Eserin yetkin çevirmeni Muhammed Yazıcı hocanın dipnotta da belirttiği üzere Gazzali’nin teânüd ölçüsü, “klasik mantıktaki ayrık şartlı önermelerin merkeze alındığı seçmeli kıyas” yoludur. Bu ölçüde bileşenler arasında bir karşıtlık söz konusudur. Karşıtlık kişiyi tek bir doğruya, çözüme, sonuca ister istemez ulaştıracaktır. Önermede boşluk yoktur. Denklik bir kez kurulduğunda akıl sahibi herkes aynı sonuca varmak zorundadır.
Gazzali bu ölçüye Kuran’dan şu ayetlerle varır: “De ki: ‘Size göklerden ve yerden kim rızık verir?’ De ki: ‘Allah. O halde ya biz hidayet veya apaçık bir sapkınlık üzereyiz ya da siz!’” Ayette biz veya siz denilerek iki karşıt tarafın bulunduğunun dile getirilmesi iki taraftan birinin eşit derece haklı çıkma ihtimali bulunduğunu göstermek için değildir. Önermede şüphe yoktur çünkü.
Allah vasfı gereği hem hakim hem de şahit konumundadır. Ayette de soruyu sorup doğru cevabı da vererek şüpheye ve ikinci bir seçeneğe yer bırakmamıştır. Bir mümin için ilmin sahibi Allah’tır, mutlak doğru Allah’tadır, O’nun buyruğu üzerine yeni bir söz veya ihtimal söz konusu dahi edilemez. Allah ayetinde göklerden veya yerden rızkı kimin verdiğini sormuş cevap olarak da Allah demiştir. Böylece soru mutlak manada sahih bir şekilde yanıtını bulmuştur. Daha sonra ya biz ya da siz diyerek doğru cevabı vermeyenlerin apaçık bir sapkınlık içinde olduğunu söylemiştir. Doğru cevap Allah ise, Allah diyenler hidayet üzere, Allah demeyenler sapkınlık üzere yaşamaktadır. Örnekte de gördüğümüz gibi Gazzali önermesini sunarken delil olarak Allah’ın sözlerini sunar ve kurduğu form ile aklın şaşmasına veya kurnazlık yapmasına müsaade etmez. Akla, şeytanın müdahale edeceği bir alan bırakmaz. Aklı, sunduğu formül ile tek bir şık etrafında çaresiz bırakır.
Allah’a götürmeyen her düşünce batıldır. Modern zamanlar, batıl fikirlerin eseridir. Batıl fikirlerin bizi çepeçevre kuşattığı çağımızda Gazzali’nin eserlerine muhtacız. İnsanlık belki de hiç olmadığı kadar muhtaç. Ketebe Yayınları bizi çaresizlikten kurtararak Gazzali’nin eserlerini okurlarla buluşturuyor. Muhammed Yazıcı Hoca’nın muvaffakiyeti ise şüphe götürmez bir şekilde ortada. Girişte okurları esere hazırlaması, ilminden cömertçe sunması ve titizlikle çeviri yaparak bizleri Gazzali’nin talebesi kılması teşekkürü ve duayı fazlasıyla hak ediyor.
Yasin Taçar
twitter.com/muharrirbey_