Geçmiş, bugüne yaklaştıkça, yani tarih güncellendikçe mazinin fotoğrafları daha belirgin oluyor. Böylesi bir zaman illüzyonuna hemen herkes bir şekilde dâhil oluyor: kimi antik kentlerin biraz ürkütücü ve uzun sessizliğinde bazısı da yaşadığımız çağa yakın evlerin kapısını çalıp içeri giriyor. Hâl böyle olunca, dijital dünyanın içine doğmuş, tek tuşla kıtalararası sörf yapan çocukların da zihninde kocaman bir sayfa açılıyor. İşte üslubuyla öne çıkan yazarlardan Birsen Ekim Özen, Şirin serisini genişletip, Bu Nasıl Göbeklitepe kitabındaki soruyla ucunu okura uzatıyor. Afra Elif’in çizgileriyle hayat bulan Şirin ve arkadaşları, Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’den Asya kıtasında Everest’i içine alan Himalayalar’a değin heyecanlı bir yolculukta Büyük İskender ile tanışıyor.
Kitap, ‘Merak Edilmesi Uygun Konular’ başlığıyla açıyor sayfasını, “Burası, internetteki bilgileri doğru kabul eden bir yapay zekânın, o bilgilerle oluşturduğu bir sanal dünya. İnternette gördüğümüz her şey doğru olsaydı ortaya çıkan sanal dünya da harika olurdu ama ne yazık ki öyle değil.” notu oldukça mühim. Çünkü günümüz çocukları ve gençleri, bilhassa YouTube’da kaydedilen hemen her bilgiyi doğru, güvenilir ve gerçek sanıyor. Oysa bize ulaşan ya da bizim izlediğimiz her malumatı ansiklopedilerdeki maddelerle teyit etmemiz gerekiyor. Bu arada gözünüz korkmasın, çoğunlukla birkaç ciltten oluşan bu ‘bilgilik’lerin de çoğu dijital, tek tık’la itimat edilen bilgiye gidilebiliyor. Yazar, kurduğu ince cümlelerle ‘sanal gerçeklik’ sayesinde ‘bilgili’ olunamayacağını çok anlaşılır ve didaktik olmayan bir tarzda işliyor.
Karakterlerinin ağzından “İnternete yazılanları kontrol eden yok ki. Herkes her şeyi yazabilir. Önemli olan neye inanıp neye inanmayacağına karar verebilmen” diyen Birsen Ekim Özen, bilim insanların da hakkını güzelce teslim ediyor. Yüz yirmi dört sayfalık Bu Nasıl Göbeklitepe; çocuklara internet üzerinde karşılaştıkları bilgilerin doğruluğunu sorgulama ve birden fazla kaynak kullanarak doğrulatma önemini vurguluyor. Bu macera, günümüzdeki bilgi kirliliğine dikkat çekiyor. Her adımda gizemleri çözmek için canla başla çalışan kahramanlarımız, bilgilerimize şüpheyle yaklaşmanın ve doğruluğunu araştırmanın değerini bizlere hatırlatıyor.
Bitirirken; Şirin serisi artık geniş bir repertuvar. Fakat sevimli Şirin’in evde ve okulda yaşadığı eğlenceli olaylara göz atmak, maceraların peşinden gitmek isteyenlere İş Dünyasını Nasıl Karıştırdım, Önemli Numaralarla Başım Dertte, Başkan Olmak Kolay mı, Kimse Bize Hakaret Edemez, Nasıl Ünlü Oldum kitaplarının olduğu diziyi tavsiye ettikten sonra son sözü kahramanımıza verip, size veda edelim: “… Bunları öğrendim ya, artık kül yutmam. Acaba kül yutmam ne demek? Onu da sorup bir dakikada öğrenebilirim. Araba harika bir şey. Çok uzun yolları kısa sürede katetmemizi sağlıyor. Ama kurallara uyarak araba kullanmak lazım. Zaten bu işi yapabilmek için de ehliyet alınıyor. Bence internet ve teknoloji de muhteşem ama kuralları bilmek lazım. Yoksa birbirimize zarar veririz. Kısacası teknolojiye bayılıyorum ama dikkati de el den bırakmıyorum. Süper bir insan olmak bunu gerektirir.”
Sevim Şentürk