Hayat, büyük bir saat. Her günümüzü, ayımızı ve yıllarımızı bu saatin içinde çeşitli hayallerle geçiriyoruz. Kimi zaman çok mutsuz, kimi zaman çok yalnız, kimi zaman çok hayalsiz olduğumuz zamanlar da olmuyor değil. Bu zamanlarda bazen çantamızda bazen de başucumuzda genelde hep aynı kitaplar oluyor. Bazılarımız tasavvufi bir kitapta, bazılarımız bir şiir kitabında, bazılarımız da bir aşk romanında kendini arayabiliyor.
Turgut Uyar denince akla "sıkıntı" ve "umutsuzluk" geliyor. Birbirine yakın iki kelime. "Benim her duygum biraz hüzün gibidir" derken Turgut Uyar, şöyle de ekliyor:
"Bana en yaraşan durumdur sıkıntılı olmak. Sevincin o amansız, o aşağılayıcı bönlüğünden korur beni."
"Büyük Saat", Turgut Uyar'ın Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan ve içerisinde tüm şiirlerini barındıran, Türk şiirinde en önemli yeri tutan eserlerden biri. İlk sayfasından son sayfasına kadar Turgut Uyar'la birlikte onun ruh halleriyle yolculuğa çıkıyor, sıkıntılı anlarınızda umut arıyorsunuz. Birçok şiir de bu umudu da bulabiliyorsunuz aslında. Kitabı bitirdiğinizde içinizde amansız coşkular oluyor. Bir kurtuluş çabası, bir harekete geçme isteği ve daha ötesi. Şiirlerinin eşsiz derinliğinde kaybolduğunuz da oluyor. Sonra bir şiirde kaybolduğunuz yerden gün ışığına çıkıyor, selamlıyorsunuz umutları. "Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum" dizesini okuduktan sonra ruhunuzda yeni bir dönem açılıyor. "Benim dengemi bozmayınız"da çevrenize biraz isyan edebiliyor, "Bütün mümkünlerin kıyısında" yeni güzellikler arıyorsunuz.
Sıkıntılı anlarını sonuna kadar yaşamak isteyip, sonrasında umuda doğru koşmak isteyen ruhlara tavsiyemdir "Büyük Saat".
Yağız Gönüler
twitter.com/YagizGonuler