23 Eylül 2024 Pazartesi

Kalplere inşirah: Esmâü'l-Hüsnâ

İslam alimleri, Allah’ın üç bin ismi olduğunu, bin tanesini sadece meleklerin bildiğini, bin tanesini sadece peygamberlerin bildiğini, üç yüz tanesinin Tevrat’ta, üç yüz tanesinin İncil’de, üç yüz tanesinin Zebur’da, doksan dokuz tanesinin de Kuran’da geçtiğini belirtmiş, bir tanesini ise Allah’ın kendi zatı için seçtiğini söylemişlerdir.

İşte Allah’ın, Kuran’da geçen doksan dokuz ismine Esmaü’l Hüsna denilmiştir, yani, en güzel isimler. En güzel isimler Allah’ındır ve bu doğrudan Allah’ın ayetidir.

Allah, kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler (Esmaü’l Hüsna) O’na mahsustur.” (Taha, 20/8)

En güzel isimler (Esmaü’l Hüsna) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin.” (A’râf, 7/180)

Allah’ı bilmeye yönelik çabalayan bir insanı iki husus karşılar: Allah’ın Zatı ve Allah’ın sıfatları. Allah, Zatı itibariyle bilinememektedir. Kulun aklı bu konuda yetersizdir. Kaldı ki sonlu bir varlığın, sonsuz bir Varlığı idrak etmesi de mantıken de imkansızdır. Ayrıca Allah, Zatı’nın tasavvur edilmesini de bu nedenle yasaklamıştır. Çünkü düşünülen, tasavvur edilen ne olursa olsun Allah’ın Zatı olmayacak, ona yaklaşamayacaktır bile. Allah, tasavvurdan da münezzehtir.

O halde geriye Allah’ın sıfatları kalmıştır. İşte Esmaü’l Hüsna, Allah’ın sıfatlarıdır. Allah’ın Zatı ile sıfatlarının aynı olup olmadığı ayrıca tartışılsa da ehli sünnet burada ne ayrı ne gayrıdır diyerek itidali benimsemiştir.

Esmaü’l Hüsna hem ilmen Allah’ı bilmek için en güzel yollardan biri hem Allah’a yaklaşmak için en güzel vesilelerden hem de dua etmek için en güzel dayanaklardandır. Peygamber Efendimiz (sav) Allah’ın doksan dokuz isminin anılması ile edilen duaların kabul olunacağını müjdelemiştir. Ayrıca Esmaü’l Hüsna, kişiyi cehennem ateşinden koruyacak bir kurtuluş kapısıdır da. Ebu Hureyre’den nakledilen bir hadis-i şerifte Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz (sav) “Muhakkak ki Allahu Teâlâ’nın doksan dokuz ismi vardır, kim onları sayarsa cennete girer” buyurmuştur. Hadis alimler tarafından şu şekillerde açıklanmıştır:

- Bir kimsenin bu doksan dokuz ismin bazılarının vacip (varlığı zorunlu), bazılarının muhal (varlığı mümkün olmayan), bazılarının da caiz (olması veya olmaması imkan dahilinde olan) sıfatlar olduğunu bilmesidir. Esmaü’l Hüsna’ya bu tafsilatıyla iman edilmesi tafsili imandır.

- Esmaü’l Hüsna’nın mümkün olduğunca manaları ile amel etmektir.

- Esmaü’l Hüsna’nın ifade ettiği ahlak ile ahlaklanmaktır.

- Gereğince amel edeni cennete götüren bir vesiledir.

Başka bir hadiste “sayarsa” yerine “ezberlerse” şeklinde geçtiği için isimleri ezberlemenin kastedildiği şeklinde yorumlar yapan alimler de olmuştur.

Böylesine önemli bir yer tuttuğu için alimler, arifler Esmaü’l Hüsna üzerine kitaplar, şerhler yazmıştır. Bu şerhlerden birisi de Abdullah Simâvî Hazretleri’nin kaleme aldığı Esmâü'l-Hüsnâ Şerhi adlı eserdir. Eser Müzeyyen Muradoğlu Ağrıkan tarafından yayıma hazırlanmış, Ketebe Yayınları tarafından da yayımlanmıştır.

Abdullah Simâvî eserinde Allah’ın isimlerini kısaca tanımladıktan sonra her bir isim için “kulun bundan nasibi” diyerek kulun o ismin ifade ettiği manaya uygun davranışlara sahip olması gerektiğine vurgu yapmıştır. Böylece konuya farklı bir pencere açmış, esmaların ahlakı güzelleştirmesindeki, iyileştirmesindeki etkiye işaret etmiştir.

Umulur ki eserden istifade eden bol olsun. Allah cümlemizi ahlakıyla ahlaklananlardan eylesin. Amin.

Yasin Taçar
twitter.com/muharrirbey_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder