“İnsanın gerek yaşadığı gerek şahit olduğu bütün hadiselerin anlamı kişiye dönüktür ve kişi için özel anlamlar taşımaktadır. Hadiseler Allah’ın akıştaki ayetleridir ve kişi kendini onlara bizzat muhatap kabul ettiğinde, onlar da anlamlarını ele vermeye, sırlarını açmaya başlar.”
An’daki, geçmişteki ve gelecekteki hadiselerin, dinlemesini bilirsek eğer, nasıl da bizimle konuştuğunu fark ettiniz mi hiç? Tanıdık gelen bir yüz, beklenmedik anda gelen bir telefon, uyarı olmamasına rağmen yağan yağmur, geç kaldığımız toplantılar ve hatta bize dokunmadığını düşündüğümüz her olay. Mesela otobüste arkamızda oturan iki insanın sohbeti, yanımızdan geçen arabada çalan bir şarkı, restoranda garsonun elinden yere düşüp de kırılan bir tabak…
Evrenin kanunudur malum, her şey sebepler dairesinde gerçekleşir ve bir nihayete, bir sonuca bağlanır. Yaşadıklarımızı gelişigüzel tesadüfler perspektifinden değerlendirdiğimizde hem deneyimlerimiz hem de bu deneyimleri bizzat tecrübe eden bizler değersizleşmeye başlarız. Oysa öyle değildir; insan eşref-i mahlukattır, kıymetlidir ve aldığımız her nefes dahil olmak üzere attığımız, atmadığımız, atamadığımız tüm adımlar da Rabb’imizin bizimle kurduğu bağlardan bir tanesidir. İnsan, galiba önce kıymetli olduğuna inanmalı, bizi yaratanın bizimle bir şekilde “konuştuğunu” böyle kabul edebiliriz ancak.
Naçizane bir de öneri bırakmak isterim bu yazıya. Yaşamınızdaki küçük detayları fark edene kadar büyük olaylardan başlayın. Bir kağıdahayatınızın dönüm noktalarını yazın, ardından anımsadığınız öncesi ve sonrası olay örgüsünü çıkarın. İçinde mutlaka eşsiz bir uyum ve şükredilecek sebepler bulacaksınız, eminim bundan. Bunun bir adım ötesi ise her an karşısında gayretle tefekkür etmek ve “neden” diye sormak. Bu hadise bana ne anlatıyor, sorusunun peşine düşmek.
Olayların dilini yeni bir yabancı dil gibi düşünmek gerekiyor, hiçbir dili bir anda kolayca öğrenemeyiz, emek vermek, çabalamak şart. Hatta rüyalarımızda öğrendiğimiz o dilde konuştuğumuzu görürsek gerçek bir öğrenme sürecinde olduğumuzu söyleriz hep. İşte bu noktaya gelince fark edeceğiz ki rüyalar dahi hayal olmanın çok ötesinde, birer haberci.
Başıboş, öylesine yaşayan varlıklar değiliz hiçbirimiz. Haliyle günlerden bir gün saatimin çalmamasıyla geç uyanmamın da gün içindeki tüm aktivitelere geç başlamamın da bir sebebi, bir anlamı var. Bunu en çok tanıştığım insanlarda fark ediyorum ben. Ne oldu da birbirimizin hayatına girdik, neden diye düşünürken buluyorum kendimi sık sık ve bazen o an, bazen yıllar sonra aldığım cevapların mükemmelliği karşısında hem hayret hem şükrediyorum.
Konuyla ilgili birkaç ayet-i kerimeyi de şuraya not düşeyim madem, belki üzerinde hep beraber düşünürüz.
“O, kullarının üstünde yegâne tasarruf sahibidir.” (Enam, 18)
“Onun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir." (Enam, 59)
“Sizi de fiillerinizi de yaratan Allah’tır.” (Saffat, 96)
“Rabbin seni seçecek ve olayların dilini sana O öğretecek.” (Yusuf, 6)
Hayy Kitap’tan yayınlanan, Mecit Ömür Öztürk imzalı Yaşamın Gizli İşaretleri: Yaklaşan Hadiselerin Metafiziği kitabı işte tüm bunları ve çok daha fazlasını konu ediniyor. Altı bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde gündelik hadiselerin hiç de boşuna olmadığının, muhakkak bir plan çerçevesi içinde gerçekleştiğinin ve inceden inceye bir anlamı olduğunun altını üstüne basa basa çiziyor yazar. İkinci bölümde tevil-i ehadis ilmi ile ilk bölümde anlattığı mevzuları daha da derinleştiriyor.
Üçüncü bölüm tüm bu anlatılanların bir insan (Hikmet Efendi) üzerinden örneklendirilmesi, haliyle okuyucunun zihninde kavramların somutlaştırılması bakımından çok kıymetli. Yazar bu kişinin ismi değiştirilmiş gerçek bir insan olduğunu belirtiyor kitapta. Dördüncü bölüm ise Hikmet Efendi’nin başına gelen her bir olayı tevil-i ehadis rehberliğinde yorumlanmasından oluşuyor.
Beşinci bölümde tevafuk kelimesinin ne olduğundan, ayetlerde, hadislerde ve sahabe hayatındaki karşılıklarından söz edilirken, son bölüm de hissikablelvuku yani yaklaşan hadiselerin sezilmesine ayrılmış.
Kitap hem akıcı dili hem okuyucuyu düşünmeye sevk etmesi ve tüm bunları örneklendirerek somutlaştırması bakımından oldukça başarılı. Yaşamın Gizli İşaretleri yaşadığınız her anın, en azından başınıza gelen olayların anlamını, derinliğini ve faydalarını her satırında hissettiriyor.
Feyza Gönüler
twitter.com/FeyzaGonuler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder