Veciz Sözler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Veciz Sözler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Şubat 2013 Salı

Ve söyleyemediğimiz sözler nasıl da oynuyor kaderimizle?

"Ama anlatmak anlatılan her ne olursa olsun, neşeli, aydınlık bir eylemdir."

Kolay değil, hiç kolay değil elimde tuttuğum. Sevdiğim yazarın okumadığım son kitabıydı. Nasıl okunur nasıl anlatılabilir hiç bilmiyorum. Sevenleri bilir, onu okumak müzik dinlemek gibidir. gerçekten, sevdiğiniz bir melodinin akşama kadar dilinize takılması gibidir. Hiç bitmesin istersiniz.

Barış Bıçakçı, romanında, sıradan insanların bir radyo programında hayatlarını kesiştiriyor. Sıradan diyorum, çünkü onun asıl zoru; günümüzün modern ve hareketli hayatına bir türlü ayak uyduramamış insanın öyküsünü anlatmaktır. Ben çokça Oğuz Atay’a insanlarının doğallığıyla da biraz Sait Faik’e benzetirim Bıçakçı’yı. Sevdiğini söyleyemeyen, yaşamı hep eksik kalan insandır onun insanı.

Radyo programının adı “Veciz Sözler” tahmin ettiğiniz üzere. Her akşam bir kelime ile cümleler kuruluyor farklı mesleklerden dinleyiciler tarafından ve Türkiye’nin her yerinden. Romanın kahramanı ise; serbest bir muhasebecidir. Çocukluk, gençlik ve otuzlarındaki hayatından kesitler, anılar ve anlar anlatılıyor.

"Sulhi’nin yerinde olmayı kimse istemezdi herhalde. Ben mesela, sabun yemeyi tercih ederim. Böyle bir duruma ancak Oğuz Atay ve kahramanları dayanabilir."

Eğer en çok kullandığımız kelimelerin; aşkın, yalnızlığın vb... farklı insanların ağzından nasıl çıktığını merak ederseniz, alıp okuyun hatta bunu merak etmenize bile gerek yok, onun öyle güzel ki cümleleri okumak için hiçbir nedene gerek yok. Hayat başlı başına bir sebep.

"Her türlü din insanın kendisini önemli bir varlık olarak hissetmesi için uğraşmalıydı. Arkadaş toplantılarında şiir okumak yasaklanmalıydı."

Kitabı okurken bir neşelenip bir üzüleceksiniz, çünkü o “hem neşeli hem kederli”, tıpkı sizin gibi.

"İnsanoğlu beklerken nefes almaz, yutkunur."

"Sevgililerin üçüncü şahıslar için, geniş bir araziyi dikenli telle çeviren, sonra da bir sürü eli silahlı adam yerleştiren çokuluslu bir şirketten ne farkı var?"

Ve söyleyemediğimiz sözler nasıl da oynuyor kaderimizle? Nefesinizi tutun ve içinizdeki en sevdiğiniz cümlelerin melodisini dinleyin.

Esin Bozdemir
twitter.com/karakarabatak