Milorad Paviç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Milorad Paviç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2025 Çarşamba

Rüyayla gerçeğin arasında bir bulmaca roman

İyi bir yazar, okuruna zekâsını hissettirebilendir. Kurmaca hayatı anlatır ama farklı bir formda gerçekleştirir bunu. İyi bir kurmacada okur kendini yazarın karşısında yenik hisseder: Yazar, okurun yazamayacağı şekilde yazabilmiştir.

Milorad Paviç tam olarak böyle bir yazardır. Büyülü gerçekçiliğin balkan temsilcisidir. Onun romanını okurken daha önce hiç karşılaşmadığınız bir evrenle, dille, eserle karşılaşmışsınızdır ve bir daha da asla karşılaşmayacağınızı bilirsiniz. Üstelik Paviç bu ustalı her eserinde sergiler. Hazar Sözlüğü ile Eşsiz Parça / Mavi Kitap birbirinden apayrı deha gösterisidir. Şimdi de Çayla Boyanmış Manzara çıktı, üstelik Kadir Daniş’in eşsiz çevirisiyle. Çayla Boyanmış Manzara yine eşine rastlanılmayacak türde bir eser. Bulmaca roman özelliği taşımakta ve bulmacayı okur çözmek zorunda! Yani Paviç okumak için iyi ve dikkatli bir okur olmak yetmemekte, onun dehasına dokunabilmeyi de başarmak zorunda her okur!

Belgrad’dan İstanbul’a, Aynaroz keşişlerinden Osmanlı padişahlarına, Nazilerden Sovyetlere hiç hız kesmeden ve soluk almadan yapılan bir yolculuk ve mekân ise rüyayla gerçeğin ara formu, muğlâk ve girmeden bilinemeyecek bir âlem.

Kurmaca gerçeği, kendi gerçekliğinde var ederek aktarır, hatta gösterir. Fakat kurmacanın gerçekliği, zahiri gerçeklikten daha zengindir veya imkân olarak daha geniş bir havzada yer alır. Gizem, gerçeküstü, rüyalar alemi, hayal dünyası, fantastik vb birçok öğe kurmacanın gerçekliğinde bizatihi gerçek olarak yer alır. Gerisi yazarın dehasına, özgünlüğüne kalmıştır. Yazar dehasını konuşturamazsa veya doğrudan dahi değilse, o zaman ortaya çıkardığı evren gerçeklik kazanamaz, bilakis öylesine yapay kalır ki iyi bir metin hüviyeti elde edemez. Paviç gibi yazarlar ise kelimenin tam anlamıyla dahi olduklarından kendi var ettikleri gerçek, okurun gerçekliği ve gerçek kavramını yeni baştan ele almasını sağlayabilir, gerçeğe karşı bakışını değiştirebilir.

Oyun içeren metin sayısı epey çoktur ama Paviç metinleri okurun da metne tam anlamıyla dahil olmasını, okurun da metnin içine girmesini ve yazarla birlikte devam ettirmesini ister. Paviç’in romanını mutlak manada okumuş olmak için okurun bulmacayı çözmesi gerekir. Çözemezse? Okuduğu yine de onu büyülemeye yeter. Ama bu özelliği esere bir özellik kazandırır: Eser iki kapak arasında başlayıp biten bir metin değildir.

Paviç’in romanını okuyan okur, roman bittikten sonra dahi romanı zihninde okumayı sürdürür. Düşündükçe yeni noktalar keşfeder, roman kendini açmaya devam eder, belki bir tur da zihninden okutur kendini. Okur romana eğildikçe yeni bir yönünü daha fark eder. Paviç romanı okur tarafından okunmaz, idrak edilir!

Çayla Boyanmış Manzara’da da bulmacanın zenginliği göz kamaştırır, görünen her metnin ardında bir de görünmeyen mana kısmı vardır, metnin alt metni de bir o kadar zengindir ve okur dikkatini en ufak derecede kaybetse alt metin de kaybolacaktır. Alt metin kaybolduğunda da metin zenginliğini sürdürmektedir, bu da dehanın göstergesidir. Aynı zamanda okurluk okuludur doğal olarak, her romanında okur kurmaca okuma seviyesini geliştirmektedir.

Çayla Boyanmış Manzara kesintisiz akan bir nehir ama çağıltıyı duymak için kulaklarınızı dış dünyaya kapatmak zorundasınız!

Yasin Taçar
x.com/yasindediler