"İyi yapılmış her şiir aydınlıktır. Bir şiiri okuyup da onu karanlık bulanlar; o şiirin oldurduğu dünyaya kendilerini kapalı tutanlardır. İşi ozanın yönünden ele alırsak şiire getirdiği yenilikler, derinlikler bakımından kısa bir süre için yadırganabilir. Ama toplumun anlayışı geliştikçe o şiirler de bu gelişmeye paralel olarak er geç daha bir aydınlığa kavuşuverirler."
- Edip Cansever, 1956.
Ortaköy'de sahafları gezerken görmüş ve ilk basımını bulduğum için kendimi şanslı hissetmiştim. Eylül 1982'de Adam Yayıncılık tarafından basılan "Kirli Ağustos", Edip Cansever'in üç kitabını barındırıyor.
1966'da yazılan Çağrılmayan Yakup, 1970'de yazılan Kirli Ağustos ve 1974'te basılan Sonrası Kalır, kitabın içeriğini oluşturuyor. Edip Cansever'in bütün şiirlerini içeren dizinin ikincisi olarak basılmış bu yapıt.
217 sayfa boyunca şiire doyuyor, Edip Cansever'in tertemiz dizeleriyle içinizi temizliyorsunuz.
"Yorulduğun zaman söyle
Susalım, hiç konuşmayalım istersen
Sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
Açık denizler gibidir zaten elimde."
"Yaşlandık da ondan mı
Susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa."
"Ben uzakları iyi bilen bir adamın yakın elleriyim."
Edip Cansever'in şiirlerinde en çok denizi seviyorum. Hemen hemen her şiirinde denize dair bir şeyler bulmak mümkün. Eğer siz de benim gibi denizi görünce ya da denize dair bir şeyler okuyunca ferahlıyorsanız, en sevdiğiniz şiirlerin şairi Edip Cansever olabilir.
"Titriyor sazan balıkları
Suyun altında."
"Sandal ağacı gibi olacaksın
Üzerine inen baltayı kokuna boğacaksın."
"Sisini kendi yaratan gemi
Kayıp gidiyor ayaklarımın altından."
Ağustos ayı için en uygun kitap. Çok iyi araştırıp bulmanızı, eğer bulamazsanız da en azından "Sonrası Kalır"ı mutlaka kütüphanenize katmanızı öneririm. Şiir temizliktir, okuyun ve temizlenin...
Yağız Gönüler
twitter.com/YagizGonuler