“Dünyaya dair elbiseleri üzerinizden çıkartıp attıktan sonra, âşığı maşuğa vasıl eden bir köprü gibiydi ölüm.”
Dallarıyla Doğu’dan Batı’ya uzanan koca bir çınardır Annemarie Schimmel. Halife’nin Rüyaları, Şark Kedisi, Hz. Muhammed, Sayıların Gizemi, Ben Rüzgarım Sen Ateş gibi nice esere imza atmış; İslam ve tasavvuf araştırmacısı olarak şark kültürüne duyduğu muhabbet ve iştiyakla bilhassa Hz. Mevlânâ, Muhammed İkbal, İbn-i Ataullah üzerine çalışmalar yaparak, çok sayıda seminer ve konferans vermiştir.
Samimi, nüktedan ve şiirsel bir dille hayat hikâyesini kaleme aldığı Doğudan Batıya isimli kitabında, neden böyle bir eser ortaya koymak ihtiyacı hissettiğini yaşadığı bir anıyı ele alarak anlatır. Aslında otobiyografi yazmaya hiç niyetinin olmadığını söyler evvela. Lakin genç bir üniversite öğrencisine, harp zamanında nasıl okuduğunu, haftada on sekiz saat derslerde hazır bulunmak zorunda olduğunu, burs alamadığı için fabrika işçiliğine memur edildiğini, yabancı bir ülkeye sefer etmek akla ziyan kabul edilirken, uçakların gece hücumlarına ve bunun gibi birçok zorluğa maruz kalarak nasıl lisan öğrendiğini anlatırken, çocuk bunların karşısında şaşkına döner ve şu soruyu sorar: “Ama bu durumda diskoteğe gidecek vaktiniz bile olmamıştır!”. İşte bu sualin akabinde mazisinden bir şeyleri anlatmanın faydalı olacağını düşünür Schimmel.
Bir insan için kısa denilebilecek o bereketli ömrüne neler sığdırmamıştır ki… Kitabı okurken birbirinden değerli musikişinas, edebiyatçı, hattat, şair ve yazarla arasında husule gelen o gönül dostluğuna şahit olur, kendinizi birden o şiirsel dünyanın içinde buluverirsiniz. Öte taraftan kitabın içindeki şiirler ve özellikle başında yer alan şu söz, okuyucuyu derinden kavrayacak ve üzerine hayli düşünmeyi gerektirecektir:
“Gayret eden her kişi ceylan avlayamaz
Ama ceylan avlayan her kişi muhakkak ki gayret etmiştir.”
Küçük ve sevimli Annemarie, nam-ı diğer Cemile Kıratlı, Doğu kültürüne ve tasavvufa daha çocukken ilgi duymaya başlar. Yedi yaşında bir kız çocuğu iken, hastalığa tutulur. Babası, canı sıkılmasın diye bütün dünya masallarından derlenen bir kitap getirir kendisine. Bu masallardan biri tipik bir şark masalıdır. İhtiyar bir derviş, genç bir çocuğa hikmetin sırlarına vâkıf olmayı öğretir ve onu, pek derin bir kuyunun dibindeki harikalar diyarına vâsıl eder. Bu mekânda, dünyanın en büyük Emîr’inin lahiti bulunur. Lahitin altındaki kitabede ise şu söz yazılı durmaktadır: ”İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar.”
İşte bu söz onu bir yıldırım gibi çarpar ve ilk manevi uyanışı, Şark’a dair duyduğu derin iştiyakı, bu hadis-i şerif ile başlar.
Çocukluğunun geçtiği o sıcak yuva bir şiir alayı ve musiki havuzudur o zamanlar. Çocukluğunu süsleyen o büyülü dünya Schimmel büyüdükçe daha çok serpilir ve dalları Hz. Mevlânâ’dan Paul Gerhardt’a, Hermann Hesse’den Muhammed İkbal’e, Mevlid yazarı Süleyman Çelebi’den Yahya Kemal’e Muhammed Hamidullah’tan Kâni Karaca’ya, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Asaf Halet Çelebi ve hattat Ali Alparslan’a kadar uzanır. Neticede öğrenme iştiyakı ile dopdolu renkli bir sima çıkar karşımıza bu sefer.
Yaşam öyküsünün başına “Tek Kişilik Bir Kadın Temsili” başlığını atması elbette tesadüfi değildir. Bu tek kişilik gösteride ise savaşların bile durduramadığı bir kadın vardır. Doğudan Batıya kitabında, toplum tarafından cinsiyetine uygun görülen bir mesleği değil de bir bilim insanı hem de çok başarılı bir bilim insanı olmayı nasıl başardığını gözler önüne serer. Cemil Kıratlı, akademik çalışmalarının ve başarılarının yanı sıra kendini arayan bir yolcudur da aynı zamanda. Gâh bir şiirin mısraında gâh bir şarkının ahenginde bazen de dostlarıyla yaptığı derin muhabbetlerde, her şeyden öte iç dünyasında hakikati arayan bir yolcunun samimi hikâyesidir okuyacağınız. İnsan için en güzel kalem olan gönül âlemini, adeta parmakları arasında tutan yazar, o içsel yolculuğa bir şekilde okuyucusunu da ortak eder.
Son olarak kitabın içinde yer alan şu şiir, Schimmel’in hayata düşen izdüşümüdür:
“Tanrıda sebat edenler, taze kuvvete nail olurlar
Öyle ki kanatlanırlar kartal misali
Koşarlar ve yorulmazlar da…”
Büşra Burcu Arslan
twitter.com/BBusraarslan