Alper Kamu yedi yıl sonra hâlâ 5 yaşında ve yine boyundan büyük bir işe kalkışıyor. Bir cinayetin arkasındaki gizemi kaldırmaya çalışıyor. Tahmin edebileceğiniz üzere de başarıyor. Hem de adalet sistemini sivri eleştirilerle donatarak. E, çocuktur yapar. Kitabı direniş sonrasında okuyunca bazı yerlerde “tam direniş zamanı yazılmış olmalı” hissine kapıldım. O zamanda önce yazılmış olsa da sistemle ilgili bugün rahatsız olduğumuz çok hassas ve önemli noktalara değinmiş Canıgüz.
Bizim edebiyatımızın bence en önemli eksiği polisiye. Her türde yeterli ürün var ama polisiye yazarlarımızı saymaya kalkışsak bir elin parmaklarını geçmez. Alper Canıgüz için polisiye yazarı demek ne derece doğru olur bilmiyorum ama benim şahsi kanaatim kitaplarından o lezzeti aldığım yönünde. Polisiye okurken ne kadar meraklanıp geriliyorsam, Canıgüz'ün tüm kitaplarını okurken o kadar meraklanıp eğleniyorum. Edebiyatımıza absürd polisiye türünü nihayet getirdiği için de huzurlarınızda kendisine teşekkür ediyorum.
Kitabı tavsiye ettiğim insanların ilk sorusu “ilk kitabı da okumam gerekiyor mu?” oluyor. Hayır, gerekmiyor. Eğer kendinizi kaptırmak için birkaç bölüm beklemek sorun değilseniz gerekmiyor. Olay örgüsüyle ilgili bir şey de kaçırmazsınız. Fakat Alper Kamu’yu tanıyarak kitaba başlarsanız hemen yolculuğun keyfini yaşamaya başlarsınız, diğer türlü bir müddet anlam veremeden manzarayı seyretmeniz gerekebilir.
Ümran Kio