Bize Bir Mağara Çizin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bize Bir Mağara Çizin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Haziran 2022 Perşembe

Kendini görmezden gelme

İlk önce okuruna teşekkürü borç bilen, ilk göz ağrısıyla bizlerle buluşan, muhabbetine bizi de dahil eden yazar Hüseyin Hakan'a çok çok (binlerce) teşekkür eder okurken, biz de uyandırdıklarını kaleme almayı borç biliriz. Emeğine, kalemine ve yüreğine sağlık.

Yazar, kendinden yola çıkmış, bizi bulmuş ve yoluna devam etmiş gibi. Önce halini, durumunu, hâletiruhiyesini anlatmış bir güzel, sonra nasıl kaleme gelmiş hikaye bir görün, okuyun, fark edin, kendinize bir not çıkarmayı da ihmal etmeyin diye akıp gitmiş. Bize bir mağara çizerek, hadi sıra sen de diyerek çaktırmadan göz kırpıyor. Bunları da duyduk satır aralarında; Kendinle konuş, hem de en çok kendinle. Kendinle tanış, yine yine yeniden hem de. Toplumu, insanı es geçme, aklını, muhakeme gücünü artır, ilimle doldur kendini, kitaplardan ayrılma, rüyalara da sığın, kendi yolunu çözümünü bulacaksın hayata karşı, sana anlatılmak istenileni gör, fark et, yaşa, yaşamak için yaşadım demek için hareket şart duran bir insan olma.

Elimizde duran, zihnimize yerleşen onun mağarası (belki de hepimizin) yaşamından süzülenler, yer edenler, iz bırakanlar, seneler, günün her hangi bir anında, saatinde de olsa kalemine dökülenler, kendi yolunu bulmuş, arayan, hepimize bir nebze olsa da bir ışık.

Kitabın bölümlerine gelecek olursak bizde uyandırdığı his ve notlarımız şu şekilde: Ev Ödevi; Ses yükseltme, kelime yükseltme, korkular, kaygılar... Meczup, aşık, gam sahibi olmak ya da olmamak, susmak ya da konuştukça çirkinleşmek. Yaşamın içinde insan ol, kalbini yoklamayı ihmal etme. Kendinle yine yine yeniden tanış, görmezden gelme sevgili insan. İnsanın bu hırsını, kinini, sömürge anlayışını, kitlesel ölümlere sebep oluşunu gör ve sesini, vicdanı, gücünün yettiği yere kadar mücadeleni bırakma. Özgürlük, özümüze karşı farkındalık ötekilerin özüne karşıda kabullenici durmaktır. Rüyalar da İnsandır; Uyanış, Fark Ediş, Kabulleniş.

Rüyalar, örtük duyguların dışa vurumu, rüyaya muhatap olanın kendisini yeniden adlandırması, kendi ıssız çölüne anlamlı bütünler eklemek, rüyalar gerçekten kaçış, gerçeğe doğru kaçış içimizden atamadıklarımızın gün yüzüne çıkması, hadi sende rüyanın sana itiraf ettiği gerçeklerle yüzleşmek için bir sayfa ayır kendine. Ölümle yüzleşmek, herkese zor gelir evladını kaybettiğinden habersiz babaya daha da zordur. Kendi yolunu bulacaksın, merak etme sevgili kendim, zihnine, kalbine, ruhuna danışmayı unutma.

Toplumun nereye gittiğini, haz etrafında dolaştığını gör, aklını ve muhakemeni devre dışı bırakma. Rüyalar en güzele de çıkıyormuş bunu unutma, yonttukça yontuyor seni insan olmaya doğru. Kendinle konuş. Hayat, gerçeklerle ilgili olanı, suskunlukları, kabullenilmeyenleri, teslim olunmayanları, bir türlü gitmeyen kalanları bir şekilde gün yüzüne çıkarıp rüyalara emanet ediyor.

Her şey en güzel şekilde neticelenir de bazen görmez, anlamayız. Leylalara, Mecnunlara fazla yüklenmemek lazım (sendeki hallerine). Her Leyla kendi Mecnun'unu, her Mecnun kendi Leyla'sını bulur inşallah.

Yaşam ve ölüm arasında kısacık sürede kendi içimize dönebilecek erdemi göstermek zorundayız. Rüyaların bizlerin birer nüshası, ifşası olduğunu unutmamalı, kendimizi de nefsimizi de bilmeliyiz. Annelerin rüyaları çıkar, belki de en çok onların, evladı için en iyiyi, en güzeli gerçekten ve samimiyetle isteyenlerdir de aynı zaman da, küçük sürprizler, küçük mutluluklar, küçük sözler(değeri paha biçilmez olanlar) onlara hediye edilmeli en çok. Yararlı insan partisi YİP kurulmalı. Müsveddeler; Konuşmamız lazım demiş yazar ve bizi kahveye, otobüse, pastaneye davet edip bizi de dahil etmiş olanlara. Sonradan edinilen duygu, düşünce, inanışlar, reddedişler, inanç, bağlılık ve korkular vardır yaşamını anlamlı ya da anlamsız kılacak olan onlardır deneyimlerindir.

Yine yine yeniden yaşantına bakmalısın. Her müzik, bir duyguyla belirir. İnsana yönelik her şey mutlaka onun aklına ve kalbine hitap etmeli. Her türlü ötekileştirmeden uzak dur dilinden uzaklaştır, zihninden de. Tek tip düşünce, boyutla bakma hayata. Akıl, kalp, vicdan süzgecinden geçir her şeyi. Ne yaparsan yap, insanı merkeze al.

Öyleymiş yazısı, insanı başına gelenlerde ,önce kendisini yoklaması, bakması gerektiğini söylüyor, insanın ilk günahından alıp, dünyaya karşı duruşunu, kendine kurduğu dünyayı, ruhundan ayrılmasının hikayesi en güzel şekilde ifade etmiş, öyle miymiş dediğimiz ne çok öyle var. Doğa, bize gücünü gösterdi, hakkı, hakikati gerçekleri ve ölümü hatırlatmaya, yok oluşu gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.

Hız çağının, tek tuşla ulaşılabilirliğin, erişilebilirliğin kurbanı olmamak için aklı selim, zevki selim ve kalbi selim sahibi olmalısın. 'Dünyaya bir daha gelirsem'li cümleleri bırak, etrafından esirgediğin sevgisizlik ve ilgisizlik ve kötü davranışlarını gör ve artık bundan vazgeç, sevginin iyileştirici ve güzel yanlarını şimdi yaşat, yaşa. Bilginin zekatını ver, insana ve insanlığa bir faydan dokunsun. Hayretimiz artsın daima. Sonsöz; bir merhaba ve perde kapanır.

Eserin oluşum sürecine (hayat hikayesine), yazarın hayatında yer edenlere, itiraf ve gerekli görülen açıklamalara yer verilmiştir, teşekkür edilen binlerce insana. Ve tüm bu yazıyı okuyacak olan sevgili okur: Kitabı oku, okut, hediye et, ödünç ver, diye ısrar etmiyorum, denk geldin, gördün, adını öğrendin en azından, bir yerlerde denk gelirsen es geçme, kahve iç, çay iç, bir göz geçir, bir tanış, bir muhabbet et, bağ kur...

Kitapla ilgili, inceleme olmayan bir yazım vardı. Her şeyi, bir güzel söylemişim de, eserin yazarından hiç bahsetmemişim, sevgili yazar kendini şöyle güzel tanımlamış; okur: Bazen yazar. Edebiyatçı namzeti. Sosyolojiye teşne. Bize Bir Mağara Çizin (2021), İzdiham.

Yazarın, aynı zamanda bir okur profiliyle 1001 kitapta yer aldığını da söylersek, haberdar etsek iyi olur, izdihamda okurlarına kucak açmaya, sarılmaya devam ediyor, vanlı yazarlarımızdan, vandaysanız van mahfilinden(bir güzellik hala güzellik katmaya devam eden, eve dön her şey affedildi mottosuyla), gençlere ilham veren konferanslardan aşina olmuşsunuzdur yazara, kendimin z raporu, unutma dersleri (sevgili feribe) İzdiham'dan tanıdık satırlardan... Kitapla ilgili, birkaç gelişme daha var, şehir şehir, okur okur, bir kaç, bir çok dostun, dostların yanında, kitaplığında, hali keyfi yerinde fotoğraf kareleriyle bizlere gülümsüyor, mutlu mutlu. 2021 Yılı 1. Geleneksel İzdiham Edebiyat Ödülleri'nde, yılın en iyi deneme kitabı ödülünü de aldı. Kitapta yer alan “Yarım tamdan büyüktür” yazısı Sena Akdoğan tarafından, nasıl nasıl anlatamam, dinleyelim, ne de güzel seslendirilmiş.

Şimdilik bizden bu kadar, kendimize iyi bakalım, kalbimizi yoklayalım, sevince bir güzel sarılalım, belki de bir mucize olur kim bilir.

Eda Çoban