Bejan Matur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bejan Matur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2013 Cuma

Akşam serinliğine kavuşmak isteyenlere

Yaz geceleri şiir borçludur okura. Akşam serinliğinde hafif esen rüzgâr eşliğinde okunası şiirler vardır. Sardunyalara yakışan şiirler… Şiir iyidir. Yaşamı ve anı sevdirir.

Tanrı Görmesin Harflerimi” şairin ikinci şiir kitabıdır. İki kez okudum kitabı, iki kez de faklı yerlerin altını çizdim. Şiir işte böyledir, anlıktır. Farketmezseniz yanınızdan geçip gider göremezsiniz, sakinlik ister.

“Şimdi hatırlıyorum
Zayıflamışsın, kendine bakmalısın
Derkenki yalınlığın,
Hatırladığım ne?
Anne oldum Deniz’e
Onun çocukluğunu emzireceğim
Ona içimi göstereceğim
Aklımı kaybetmediğimin hesabını vereceğim
Aklımı neden tuttuğumun hesabını
Bedenimde.”

“Hayat ne kadar karmaşıksa, iyilik o kadar yalın.”

“Zaman hızla geçiyor sanıyordum.
Yalan.
Geçmiyor,
Birikiyor acısı kavimlerin
Tarih bırakmıyor zamanı kuyusundan."

Hayat sizden arda kalanları aslında ardında bırakmaz, sürünerek yanınıza getirir.

Kitapta tabi ki bolca kadın öğesi ve hüzün var ama ondan daha çok; bir bahçede arkası dönük çiçeklerini sulayan bir ev sahibi var, yerleşik, gidememiş biri var. Bunları düşünürken dua eden biri. Size ortak, acılarından bile güçlenecebileceğiniz biri var “Şair” böyledir; kimi zaman kendi yalnızlığı ile sizi besler.

“Her şeyim benim olmasa da
Bu acı benim diyor insan.”

“İnsan bir yanılgıdır diyor tanrı.
Ve düzeltmek için varım,
Ama geciktim.
...
Tanrı görmesin harflerimi
İnsan bir hata diyor durmadan
Ve hatasını düzeltmek için acı veriyor
Sadece acı.”

Bejan Matur, şiirlerinde hem “Allah” hem de “Tanrı” terimlerini kullanıyor. Çocukluğu ile anneliğini, acıları ile anlık mutluluklarını okuyucuya fazla sezdirmeden karşılaştırıyor. İnanç ile kaderi iyi sentezliyor. “Acıysa da bizim, hepsi hayat, hepsi biziz” diyor.

“Diyorlar ki
Bir insanı yerin yedi kay dibine sallayın
Yine de Allah’ın üzerine düşecektir.
Dilerim öyledir.
Ve biliyorum ki
Yüceltir varlığı Allah
Düzende tutar
Ve aşkı biliyor olmalı ki
Kaosu öğretir.”

Sizi bilmem ama perdeler uçuşurken hafif müzik eşliğinde Matur’un dizeleri bana çok iyi geldi. Şiir ruhu dinlendirir. Ruhunuzu, hele ki bu karmaşık ve zor günlerde sıkı besleyin derim.

Esin Bozdemir
twitter.com/karakarabatak

8 Şubat 2013 Cuma

Ev'in rüzgarını özleyenlere

Bejan Matur’un ilk şiir kitabı rüzgar dolu konaklar. Kitabı elime ilk 99 basımı haliyle, sayfaları safransarı olmuş bir şekilde alıp kokusunu içime çektiğimde evimden çok uzaktaydım, ve aklıma ilk gelen annem oldu.

Kitabı açıp birkaç sayfa çevirdiğimde ise şiirlerde anne, rüzgar, ay ve masal kelimelerinin ne sık tekrarlandığını fark ettim. Bu kitap, Bejan’ın küçük bir kız çocukkenki rüyalarının şiiriydi şüphesiz..

Diğer şiirlerini de okuyanlar bilir eğer, Rüzgar Dolu Konaklar’da sık sık adı geçen gümüş kemer, kilimler, dövmeli kadınlar, kadifeler, avlular gibi kullanımlar, şiirin hikayesinin doğuda geçtiğini iliklerinize kadar hissettiriyor bu kitapta..

Şairin kadınlığı, özellikle "Yol Ağıdı" kısmındaki dizeleriyle hissetsem de hiç umulmadık yerde karşıma çocuk yanıyla "evimizi bağışla tanrım n’olur. dokunma sofamıza. orada gülebiliyoruz ancak"  tarzındaki dizeleri çıktığında masumiyet ve saflıkla birdenbire karşılaştım..

Babasız bir ev, savaştan dönecek oğlunu bekleyen bir anne, ve evden çıkıp rüzgâr dolu konaklara giden dört kız kardeşin hüznü de saklı bu 114 sayfalık şiir kitabında.

"Ayın sevgili tanrıçası Sin”  deyişindeki gibi kimi yerde kullanılan dinsel göndermelerde çok ince bir çizgide mitolojik inançlar görülse de "bozkırın iyitanrısı rüzgâr" derken bozkır özlemi saklıyor kitapta şair. Şiirleri okurken kendinizi Mardin’de ya da doğudaki herhangi bir şehrin büyüsünde hissetmemeniz mümkün değil. Özellikle orayı benim gibi hiç gitmeden çok özleyenlere tavsiyedir bu şiir kitabı.

Ama her kadın şairde; Didem’de, Birhan’da, Nilgün’de olduğu gibi Bejan’da da belirgin bir hüzün ve yarım kalmışlık söz konusu.

Kitap sayfalarının hızla çevirip yüzüme tutmayı ve kokusunu içime çekmeyi çok severim. Ama bu şiirlerin tadına baktıktan sonra kitaptan gelen kokuda yüzünüze esen hafif bir rüzgar, avluda abisi ve kız kardeşleriyle oynarken şarkılar söyleyen bir kız çocuğunun göğe kilitlenişi, ve annesinin yollara uzun uzun bakakalmışlıklarını sakladığı dualar var..

"şu batan gün bile,
gideceği zamanı bildi
biz neyi bekliyoruz
ne kadar sürecek daha.."

Bu kitabı kesinlikle orta şekerli sütlü bir türk kahvesi ve yanında hafif bir etnik doğu müziğiyle naçizane tavsiye ederim, şimdiden afiyet olsun..

Hilal Yıldırım
twitter.com/caydemleyelim