21 Ekim 2023 Cumartesi

Her kul rahmete muhtaçtır

Mutasavvıflarca Allah rahmetini ilk kez kulunu var ederek göstermiştir. Allah’ın kullarına hayat bahşetmesi, kullarına duyduğu merhametten dolayıdır. Dolayısıyla buradan da Allah’ın rahmetinin engin genişliği ortaya çıkar. Allah’ın Rahman ve Rahim olması, üstelik Kuran’da Tevbe suresi hariç her sureye bu iki esmanın anılarak başlanması da rahmetin göstergesidir. Rahman olması müşrik de olsa bütün kullarına dünyada hayat, nimet bahşetmesidir. Rahim olması ise sadece mümin kullarına ahirette göstereceği merhametin adıdır. İnsan aciz olması hasebiyle daima rahmete muhtaçtır. Dünya hayatını bitirdiğinde günahlarından dolayı çetin sorgudan ve azaptan korkan kul, Allah’ın ona merhamet etmesi için çabalamalıdır. İşte Necmettin Şahinler’in Allah’ın Rahmetini Çeken Gerçekler kitabı müminlere merhamete nail olmaları için bir yol gösterici işleve sahip.

Şahinler eserinde rahmeti çeken gerçekleri on dokuz başlık altında inceliyor. Başlıkları kısaca inceleyerek rahmete giden yollar üzerinde tefekkür edeceğiz. 

Tevbe Gerçeği: Tevbe kulun günah işledikten sonra pişmanlık duyması ve günaha bir daha dönmemek üzere söz vermesidir. Allah, Kuran’ı Kerim’de tevbe eden kullarını bağışlayacağını müjdeler. Bakara suresinde Allah, “Doğrusu Allah pişmanlıkla kendisine yönelenleri ve özlerini temiz tutanları sever” buyurur. Pişmanlık, acziyetin göstergesidir. Özü temiz tutmak da tevbe suyuyla yıkanmaktan geçer.

Salât ü Selam Gerçeği: En güzel salat, Peygamber Efendimiz’e (sav) edilen salattır. Allah, Ahzab suresinde “Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin” buyurur. Rasulullah (sav) birçok hadisinde salavat getirenlerin günahlarının affolunacağını haber verir. 

Besmele Gerçeği: Besmele, yazının başında bahsettiğimiz gibi Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla demektir. Besmele insana her an Allah ile birlikte olma şuurunu kazandırır ve her söylenişinde bu bilincin uyanmasına vesile olur. Ayrıca bir işe başlarken söylendiğinde de Allah rahmetiyle o işi bereketli ve kolay kılar. 

Ehl-i Beyt Gerçeği: Ehl-i Beyt, Peygamberimizin (sav) hane halkıdır. Kuran’da temiz oldukları haber verilmiş ve övülmüştür. Rasulullah’ı takip etmek, onun Ehl-i Beyt’ine muhabbetle gerçekleşir. Peygamberimizin bu konuda hadisi çoktur. Örneğin bir hadisinde “Kızımı Fatıma diye adlandırmamın tek sebebi, Allah’ın onu ve onu sevenleri cehennemden uzak tutacağı gerçeğidir” buyurmuştur.

Rabıta Gerçeği: Rabıta, kalbi bağlamaktır. Allah ile kalbin arasında kurulan sıkı bağdır. Özelde ise bir kişiyi örnek almak için onun halleriyle hallenmek maksadıyla gerçekleşen işlemdir. Bazı tarikatlarla rabıta önemli yer tutar. Allah, Tövbe suresinde “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun” buyurur. Arifler, doğrular diye kastedilen kişilerdir. Rabıta ile mürid, arifin halini kendisine yansıtmayı amaçlar.

Zikir Gerçeği: Zikir hem belli esmalarla, salavatla, bazen belli sayılarda gerçekleşen ibadetin adıdır hem de Kuran’ın diğer adlarından birisidir. Allah’ı anmak, başlı başına zikirdir. Allah, Ankebut suresinde “Fakat Allah’ı zikir çok daha büyük ve üstündür” demektedir. Kişi zikrettiğinin haline bürünür. Böylece zikir kişinin kalbini dünyadan arındırır, Allah’a tertemiz bir şekilde iletir.

Kalp Gerçeği: Kalp, Allah’ın evidir. Allah bir kudsi hadiste “Yere göğe sığamadım, mümin kulumun kalbine sığdım” demiştir. Kuran’da da akletmeyenler için “Onların kalbi kördür” buyurmuştur. Böylece kişi Allah’a ancak kalbini temiz tutarak yaklaşabileceğini öğrenmiştir.

İlim Gerçeği: İlim, Allah’ı bilmektir. Bu nedenle Peygamberimiz, İslam’ı tebliğ etmeden önceki dönemi Cahiliye Devri diye adlandırmıştır. Allah’ı bilmek herkese farz olduğu için ilim de farzdır.

Akıl Gerçeği: İnsan aklıyla ilim sahibi olur. Allah’ı bilmesi ilim sahibi olmasıyla mümkün olacağından akıl, kulu rahmete çeken en önemli nimetlerden birisidir. Cahil olmakta ısrar edenler kendilerini sünnete değil, cahiliyeye nispet etmişlerdir.

Aşk Gerçeği: Aşk, Allah’a giden en güzel yoldur. Kişi kalbini dünya sevgisinden arındırdığında kalbinde Allah aşkı doğar. Hz. Muhammed (sav) bir hadisinde “İman, Allah ve Resul’ünün senin için her şeyden daha sevgili olmasıdır” buyurmuştur.

Gece Gerçeği: Gece ibadet etmek isteyen müminler için bir fırsattır. Gece dünyanın telaşı, iç güç derdi durmuş, kişi kendisiyle yalnız kalmıştır. Nitekim Kuran Kadir Gecesinde nazil olmuş, Miraç gece gerçekleşmiştir.

Ölüm Gerçeği: Ölüm, kişinin akıbetinin belli olacağı ve sonsuz hayata başlayacağı kapının adıdır. Kişi ölüm bilinciyle Allah’ı bir an dahi unutmaz, tefekkür ve ibadetle kalan hayatını takvalı geçirmeye çalışır.

Sabır Gerçeği: Sabır, Allah’tan razı olmanın yoludur. Ancak Allah’tan razı olanlar mutlak manada tevekkül gösterebilir. Hz. Yakup “Artık bana düşen güzel bir sabırdır” diyerek başına gelenin Allah’tan olduğunu göstermiş ve tevekküle sığınmıştır.

Dua Gerçeği: Dua, kulun Allah’a yakarması, acziyetini sergilemesidir. Allah, “Duanız olmasa ne öneminiz var” buyurarak duanın ne kadar büyük ve önemli bir ibadet olduğunu açıklamıştır. Peygamberimiz duaların geri çevrilmeyeceğini müjdelemiştir.

Tebliğ Gerçeği: Tebliğ, Allah’ın kullarına duyduğu rahmeti gösteren en önemli olaylardandır. Allah, Peygamberlerinin tebliği ile kullarını kendisinden ve dininden haberdar etmiş, onların cahil kalmalarının önüne geçmiş, yolu göstererek cenneti ve rızayı tarif etmiştir.

Şefaat Gerçeği: Şefaat, Peygamberimizin ve Allah’ın izin verdiği özel kulların günahkar müminler için Allah’tan af dilemesidir. Şefaat, müminler için en büyük müjdelerden biridir. Peygamberimiz bir hadisinde “Cehennemde bir mümin bile kalsa ben razı olmam” demiştir.

Kader Gerçeği: Kader, Allah’ın olacakları ve olmuşları ezeli ve sonsuz ilmi ile bilip takdir etmesidir. Mümin kader inancı ile Allah’a tevekkül eder, hikmet bilgisiyle isyan etmez.

Rüya Gerçeği: Rüya, İmam Gazali’nin tanımıyla kula lehv-i mahfuz kitabının açılmasıdır. Kişi rüya ile hakikate dair işaret alır. Ehline tabir ettirerek de nimetlenmiş olur.

Sahabe Gerçeği: Sahabe, Peygamber Efendimiz’i görmüş, onun nurundan feyizlenmiş kişilerdir. Peygamberimiz “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tutunsanız sizi kurtarır” demiş, sahabenin müminler için önemini belirtmiştir.

Müminler dünya yolculuğunda düşe kalka ilerlerken Allah’ın rahmeti onları düştükleri yerden kaldırır. O nedenle her kul tevbeye, rahmete muhtaçtır. Necmettin Şahinler ilmini cömertçe bizlerle paylaşıyor ve rahmete ulaşmak için adeta kalbimize rehberlik ediyor.

Allah cümlemizi merhametiyle kuşatsın.

Yasin Taçar
twitter.com/muharrirbey_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder