"Yaratanın aşkına tutulan birisi, yaratılmış hiçbir şey tarafından tatmin edilemez."
- Ebu'l-Hasan Harakanî
2019 Nisan'ının sonlarına doğru, tasavvufa dair türlü merakları olan insanları bir sempozyum kuşattı. "Füttüvvet Sultânı Ebu'l-Hasan Harakanî" başlıklı bu sempozyum, 27-28 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleşti. Kars'ın ve Anadolu'nun büyük velîlerinden Harakanî Hazretlerinin iklimi, iki gün boyunca konuşanları, dinleyenleri ve takip edenleri tabiri caizse büyüledi. İhtiyacımız vardı böyle bir iklime, hem de çok. Buraya kadar okuyan muhibban-ı kütüb sual edecektir, "Ne alakası var efendim şimdi sempozyumla kitabın?" deyu, vallahi azizim cevabı eminim ki ziyadesiyle yetecektir.
- Ebu'l-Hasan Harakanî
2019 Nisan'ının sonlarına doğru, tasavvufa dair türlü merakları olan insanları bir sempozyum kuşattı. "Füttüvvet Sultânı Ebu'l-Hasan Harakanî" başlıklı bu sempozyum, 27-28 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleşti. Kars'ın ve Anadolu'nun büyük velîlerinden Harakanî Hazretlerinin iklimi, iki gün boyunca konuşanları, dinleyenleri ve takip edenleri tabiri caizse büyüledi. İhtiyacımız vardı böyle bir iklime, hem de çok. Buraya kadar okuyan muhibban-ı kütüb sual edecektir, "Ne alakası var efendim şimdi sempozyumla kitabın?" deyu, vallahi azizim cevabı eminim ki ziyadesiyle yetecektir.
Sempozyumdan birkaç hafta önce kitapçıların raflarından kapağı ve ismi oldukça ilgi çekici bir roman gözümüze çarptı. Hecelenmiş bir biçimde Çağrılan yazıyordu, altında da küçük fontlarla KarsH. Romanın yazarını neşrettiği birçok kitapla zaten tanıyorduk. Kimi ismini biliyordu sadece, kimi de metinlerine aşinaydı. Şimdi şöyle düşünelim; diyelim ki sempozyumdan haberdarsınız ve tasavvufa dair kuvvetlice bir merakınız var. Okuyorsunuz, dinliyorsunuz, paylaşıyorsunuz ve hatta belki de bir 'yol'un sadıklarındansınız. Harakanî sempozyumuna günler kalmış ve elinizde tuttuğunuz kitabın arka kapağında şunlar yazıyor: "İstanbul’da yapılması planlanan bir bombalı eyleme engel olarak dikkatli gözlerin ilgisini çeken firari yapay zekâ, Kars’ta yeniden ortaya çıkmak üzeredir. 11. yüzyılda yaşamış ünlü mutasavvıf Ebu’l Hasan Harakanî hakkında yapılacak önemli bir sempozyumun hazırlıkları bütün hızıyla devam ederken Kars, birdenbire yabancı istihbarat örgütlerinin, gözü kara ajanların, kurnaz dijital casusların ortaya çıkıverdiği bir savaş meydanına dönüşecektir."
Öncelikle bizleri nasıl bir senaryo beklediğine dair müellifle ilgili kısa bir bilgi vermem gerekiyor. Sadık Yemni, 1951 doğumlu. Yani bugün birçok yaşıtının "evlerden ırak!" dediği kavramları çoktan öğrenmiş, özümsemiş, bir de üstüne oldukça özgün kurgularla okuyuculara sunmuş biri. Kitapları yalnız ülkemizde değil Hollanda'da da oldukça ilgi görüyor. Çağrılan, otuz ikinci kitabı. Daha çok bilim kurgu ve polisiye türünde eserler vermiş bir isim olan Yemni, bu sarsıcı arka kapak yazısıyla bilim tutkunlarını ve tasavvuf metinleri okumayı sevenleri yakalarından tutup kafa kafaya getireceğini belirtmiş gibi. Belki de bu bir tevhid vurgusudur, kim bilir?
Kitabın çıkış öyküsüne geçeyim. 5 Nisan 2018 tarihinde, metinleriyle ve mizacıyla o meşhur şarkının "tavrına hayran olayım" nakaratını akıllara getiren Sadık Yalsızuçanlar, adaşı Sadık Yemni'yi arar. Yanında Harakanî Vakfı'nın başkanı, aziz ve muhterem büyüğümüz Yavuz Selim Uzgur da vardır. 'İş dili'yle konuşacak olursam, telefonda Yalsızuçanlar bir 'brief' geçer Yemni'ye: İnsanların Harakanî ismiyle ve o yüce ruhun düşünceleriyle buluşması için yurt dışında neler yapılabilir? Harakanî ismi bilhassa gençlerin nezdinde nasıl popüler bir hâle gelebilir? Bu konu istişare edilirken Yemni, Harakanî Hazretlerinin evvela "Sûfî mahlûk değildir", akabinde de "Her kim bu kapıya gelirse, ekmeğini veriniz ve inancını sormayınız" sözlerini işitir ve kısa bir süre sonra romanın ana hattını kafasında kurar. 5 Nisan 2018 denmişti bu telefonun tarihi için, Çağrılan çıktığında henüz Nisan 2019 olmamıştı bile. Yemni birkaç zamandır yapay zeka ve bedensizlik özlemi üzerine araştırmalar yapmaktadır, çeşitli fikirlerle metinler biriktirmektedir ve Yalsızuçanlar'dan gelen bu telefon romana kendisini iyice yaklaştırır. Yapay zeka bedensizdir ve kadim sufiler de bedenlerinin onlara ait olmadığına dair çalışmalarla (inzivâ, murakabe, mücâhede, riyazet, tefekkür vb.) tekamül etmeye gayret gösterirler.
Sempozyumun konuşmacılarından biri olan Yemni, özellikle bir diziye ve bir filme dikkat çekerek "bakın bize aslında neleri okutuyorlar?" diye sual eder. 2016 yapımı TV dizisi Westworld'de Dolores karakteri "Bizi kendi suretinizde yarattınız" gibi sözlerle birçok dinî bilgiye ve Eski Ahit'te rastlanan metinlere göndermeler yapar. 2014 yapımı sinema filmi Ex Machina'da ise ana karakterlerden olan robot kızın adı Ava'dır, yani Havva. Filmde; gelecek zamanlarda artık insanların, insan olmayan kimselerle de aşk yaşayabileceği ve arama motorlarının biz bir şeyler ararken ne düşündüğümüzün değil nasıl düşündüğümüzün fotoğrafını çektiği gösterilir. Dolayısıyla Çağrılan, aslında bizim bu çevrilen numaralar karşılığında ne söylediğimize dair de bir roman. "Bakın biz yapay zekaya böyle bakıyoruz, bedensizlik bizde şöyle de tasavvur edilebilir" diyen bir roman. Hani eskilerin tabiriyle, "Bilimin bittiği yerde inanç başlar" der gibi.
Sempozyumun konuşmacılarından biri olan Yemni, özellikle bir diziye ve bir filme dikkat çekerek "bakın bize aslında neleri okutuyorlar?" diye sual eder. 2016 yapımı TV dizisi Westworld'de Dolores karakteri "Bizi kendi suretinizde yarattınız" gibi sözlerle birçok dinî bilgiye ve Eski Ahit'te rastlanan metinlere göndermeler yapar. 2014 yapımı sinema filmi Ex Machina'da ise ana karakterlerden olan robot kızın adı Ava'dır, yani Havva. Filmde; gelecek zamanlarda artık insanların, insan olmayan kimselerle de aşk yaşayabileceği ve arama motorlarının biz bir şeyler ararken ne düşündüğümüzün değil nasıl düşündüğümüzün fotoğrafını çektiği gösterilir. Dolayısıyla Çağrılan, aslında bizim bu çevrilen numaralar karşılığında ne söylediğimize dair de bir roman. "Bakın biz yapay zekaya böyle bakıyoruz, bedensizlik bizde şöyle de tasavvur edilebilir" diyen bir roman. Hani eskilerin tabiriyle, "Bilimin bittiği yerde inanç başlar" der gibi.
Çağrılan; New York, Amsterdam, İstanbul, Kars gibi dünyanın 'sinir ucu' olarak tabir edilebilecek şehirlerinde gezdiriyor okuyucuyu. Yerinde duramayan yapay zekalar, doğduğu toprakların düşmanı olan devletlere hizmet eden ajanlar, modern teknolojinin ve onu acımasızca kullanan reklamların algoritma dünyasını didikliyor, dünyanın en sırlı hacker'larından birini Anadolu'nun en sırlı zâtlarından birinin şehrinde gizliyor, İbnü'l-Arabî'nin "Hakk, kuluna ihtiyacı suretinde tecelli eder" sözüyle Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın "Neylerse güzel eyler" sözünü birliyor.
"Aşkların en çetrefillisi, nefse en zor geleni yaradılanı yaradandan ötürü sevmektir" cümlesi, roman üzerinden Yemni'nin tasavvufa bakış açısını gösteriyor. Çağrılan, yapay zekadan kadim hikmetlere koştururken Kars, Harakanî Hazretleri ve Yavuz Selim Uzgur ikliminden şu hatırlatmayı da yapıyor: "Nefis Allah'ın insandaki en büyük oyunudur. O oyunu ancak ruh bozabilir. Kulun Hakk'a secde ettiği yere mihrap denmesi bu yüzden midir? Evet. Mihrap, harp yeri demektir. Nefsle cenge tutuştuğun yer."
"Aşkların en çetrefillisi, nefse en zor geleni yaradılanı yaradandan ötürü sevmektir" cümlesi, roman üzerinden Yemni'nin tasavvufa bakış açısını gösteriyor. Çağrılan, yapay zekadan kadim hikmetlere koştururken Kars, Harakanî Hazretleri ve Yavuz Selim Uzgur ikliminden şu hatırlatmayı da yapıyor: "Nefis Allah'ın insandaki en büyük oyunudur. O oyunu ancak ruh bozabilir. Kulun Hakk'a secde ettiği yere mihrap denmesi bu yüzden midir? Evet. Mihrap, harp yeri demektir. Nefsle cenge tutuştuğun yer."
Modern teknolojinin insan üzerinde kurguladığı oyunların yanı sıra, 'sorunsuz' büyütülenlerin 'sorunlu' insana dönüşüvermesi de farklı bir boyutta okuyucunun ilgisine sunuluyor romanda. "İnsan sınırsızı üretirken sınırlı hayatının dokunulmaz kalacağını hayal etmeyi seven bir hayalperesttir." cümlesiyle, günümüzde yaşanan kavgaların ve meleklerle yaşadığını unutan insanların kaotik yaşamının fotoğrafını çekiyor. Okuyucuya da bu fotoğrafın çıktısını alıp, arkasına okuduğu tarihle birlikte - ki bu tarih bir yeniden doğuş tarihi de olabilir- şu muhteşem Harakanî cümlesini yazmak düşüyor:
"Nerede niyaz varsa orada Allah vardır, nerede kavga varsa orada insanlar vardır."
"Nerede niyaz varsa orada Allah vardır, nerede kavga varsa orada insanlar vardır."
Yağız Gönüler