22 Ekim 2012 Pazartesi

Yaraların kadar derinsindir

"Yaralarım çok derin, sonu yok bu kederin
Kendime seçtiğim yer, şimdi olmuş ellerin..."

- Müzeyyen Senar'dan bir hicâz

1936 doğumlu usta şairlerimizden Hilmi Yavuz, YKY vasıtasıyla bizlere yepyeni şiirlerini sundu. Çok yakın bir zaman önce çıkan "Yara Şiirleri", yara, aşk ve hüzün ile dolu.

Klasik Hilmi Yavuz üslubunun bu son örneklerinde, şair biraz da kendinden yola çıkıyor. Hayatını adım adım okuyucularına takip ettiriyor. Kapanışı  yaparken yine kendi hayatından belki de en temel tecrübesini  gösteriyor bizlere.

"Akrep izleri var, hüznün altında,
Yaramız? yarası sığ, öyle derin;
Ne zamandı kuşatıldık kusmukla
Utançtır, vuruyor yüzüne gölgelerin..."


52 sayılık bu eser, YKY'nin "kare kitap"larından çıktı. Dolayısıyla arşivlik. 3 bölümden oluşuyor ve her bölümde derin izler bırakıyor, derin yaraları sorguluyor, sorgulatıyor.

"Kalbimdir, arzulara tercüman;
Yara yok, görünmüyor,
Ama kan akıyor, hâlâ akıyor,
Tenimi kavura kavura."


"Yeni yetme" bir şair olarak, biraz da "Hilmi Hoca" hakkında bilgi vermek isterim. Hilmi Yavuz "Doğu Şiirleri" ile 1978 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, "Zaman Şiirleri" ile de 1987 Sedat Simavi Büyük Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Bu iki eserini daha önce önerdiğim "Hüzün Ki En Çok Yakışandır Bize" adlı toplu şiirleri arasında bulabilirsiniz.

"Var'la yok bir'dir;
Hüzünle oyun olmaz;
Yalnızlığın birliğini duy,
Sonsuzluğun da..."


Nobel Edebiyat Ödüllü ve Şilili şair Pablo Neruda'nın 100. yoğum yıl dönümü dolayısıyla, Neruda'nın şiirlerini Türkçeye kazandırdığı için kendisine 2004 yılında Şili Cumhurbaşkanlığı Özel Şeref Madalyası verildi.

Bu kadar dolu bir şiir geçmişi olunca, Hilmi Yavuz'u takip etmek, okumak ve şiirleri üzerinden ödevler çıkarmak da bizim görevimiz oluyor.

Yağız Gönüler
twitter.com/YagizGonuler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder