30 Temmuz 2024 Salı

Direnmeyi "tercih eden" bir kâtip: Kâtip Bartleby

Katip Bartleby'i nasıl bilirsiniz? Herman Melville'nin Bartley'inden bahsediyorum. Yaklaşık bir yıl önce okudum, hala ara ara aklıma gelir, onun için üzülürüm. Bize hikayeyi aktaran patronu için daha çok üzülürüm. İkisinin yerinde de olmak istemediğime karar verir bir süre unuturum bu karakterleri. Sonra ansızın yine aklıma gelirler.

Kahramanımız bizim bildiğimiz kadarıyla önce kendisine fazladan verilen işleri yapmamayı daha sonra çalışmamayı, yer değiştirmemeyi, yemek yememeyi ve en sonunda yaşamamayı "tercih eden" bir katiptir.

Nisan 2021’de Ketebe Yayınları tarafından basılan bu 56 sayfalık klasik, Herman Melville’in Moby Dick’i kaleme aldığı sıralarda yazılmıştır. Bir kapitalizm eleştirisi ve yazarın alter-egosu olduğu söylenir.

Yeni bir kitaba başlamadan önce hakkında yazılanları okurum. Ardından bir süre kapağına bakıp kendimce yorumlar yapar ve en son yazılmış sunuş/önsöz yazılarını dikkatle okurum. Artık kitaba başlamaya hazır hissederim.

Entelektüel yönden çok beslendiğimi hissettiğim kitap tanıtım yazıları, önsözler bizi aynı zamanda birazdan karşılaşacağımız metinlere de hazırlar.

Bu kitap için de Kadir Daniş "İkimiz Birden Sevinebiliriz Duvara Bakalım" başlıklı bir sunuş yazmış. Yazıma buradan birkaç alıntı yaparak devam etmek istiyorum. "Mesela bu kısa roman daha ilk bakışta bile sözgelimi Albert Camus’nun Yabancı’syla Samuel Beckett’in Godot'u Beklerken’inin en azından bazı açılardan, öncülü gibi görünür. Melville sıra dışıdır, çünkü daha yaşarken edebiyat dünyasından peyderpey çekilmesine ve öldükten sonra uzunca bir süreliğine unutulmasına rağmen bugün tıpkı Ernest Hemingway gibi o da fetişleştirilmiştir."

Devam edelim… Sırada kapak var. Ketebe’den çıkan pek çok kitap gibi bu kitabın kapağı da dikkat çekici, romanı tamamlayıcı nitelikte.

Beyaz zemin üzerinde kara kalemle çizilmiş bir fötr şapka ve takım elbise görürüz. Suret kısmı bizim hayal gücümüze dayanarak boş bırakılmış bir vesikalık fotoğraf gibi. Bu resim benim aklıma hiç görmediğim ve asla göremeyeceğim Raif Bey’i getirdi.

Kürk Mantolu Madonna’nın Raif Bey’i ve bizim Bartleby birbirine ikiz kardeş kadar benziyor olsa gerek. Hayatlarının son demlerinde yaşadıkları şeyler neredeyse aynı zira. Fark şurada: Raif Bey ölmeden önce yazdıklarını arkadaşının okumasına izin vererek bizi geçmişinden haberdar ediyor Bartleby ise muammasını da yanında sonsuza dek götürüyor.

Bir kaç saatte bitirebileceğiniz ancak uzun süre aklınızdan çıkaramayacağınız bu kitabı uzun uzadıya anlatıp yazıyı bir özete çevirmek istemiyorum elbette.

Şimdi aktaracağım cümleler "kitabı neden okumalısınız?" sorusuna verilecek en güzel cevap olacaktır diye düşünüyorum.

“Bartleby” dedim “Pötibör bir yere kadar gitti. Postaneye kadar gidip gelsen, (üç dört dakikalık mesafeydi) bana gelen bir şey var mı diye baksan?”

"Yapmamayı tercih ederim."
"Yapamaz mısın?"
"Tercih etmem."


Ve yazımı bir kaç sayfa öncesinden son bir alıntı yaparak merakınızı had safhaya çıkarıp bitiriyorum:

"Aklı başında adamı pasif direniş kadar çileden çıkartan bir şey yoktur."

Birsen Sebahat Tan
birsen_sulubulut89@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder