SAYFALAR

12 Eylül 2012 Çarşamba

Çehov ile bir randevu

"Gerçek ne kadar korkunç olursa olsun, gerçeği bilmekten daha korkunç değildir."

Anton Çehov, Rus oyun yazarı ve kısa öykücülüğünün kurucularından. Kırk dört yıllık pek de uzun sayılamayacak yaşamında birçok oyun ve öykü yazmıştır. Dünyaca ünlü olmuş, öyküleri birçok dile çevrilmiş, oyunları pek çok ülkede oynanmıştır. Peki Çehov’un bu kadar sevilmesinin nedeni nedir? Neden dünyada birçok öykü ve oyun yazarı varken onun adı hâlâ öne çıkmaya devam etmektedir?


Anton Çehov, oyunlarında her zaman gerçekten beslenmiştir ve hiçbir zaman olmayanlar üzerine yazmamıştır. Besin kaynağını her zaman yaşadığı toplumdan almıştır. Günlük hayatın içinde belki de birçoğumuza çok basit gelebilecek olaylarını anlatır, fakat onları kendi süzgecinden öyle bir geçirir ki ortaya çıkan aslında herkesin bir şekilde, hangi çağda olursa olsun, fark ettiği düşünceler yumağıdır.

Tabi belirtmem gerekir ki Çehov, kendi yaşadığı çağı öykü ve oyunlarıyla yorumlamıştır ancak bakış açısındaki sorgusal evrensellik günümüzde hala yaşamaktadır.

Çehov’un oyun ve öykülerinde önemli olan ilk unsur karakterlerdir. Yaşadığı dönemdeki yozlaşmış topluma uygun olarak döneminin zengin ve kendini seçkin sayanlarına sıkça yer verir. Bunu yaparken bu karakterleri asla yalnız kullanmamaya dikkat eden Çehov, o toplumun karşı sınıfını da kullanır. Şımarık ve rahat yaşamaları anlatırken ezilmiş olanları unutmaz. Okuyucuya sürekli bir karşılaştırma olanağı sunması da onun yazdıklarını sadece oyun yazmak için yazmadığının bir göstergesidir tabi. Çökmekte olan Rus toplumunu aslında birazda “Tolstoyvari” bir biçimde sunar. İnsan ilişkilerinin ve çatışmalarının üzerinde özellikle durması, kent ve taşra arasındaki çelişkiyi sıkça konu edinmesi, sığ yaşam biçimlerini gösterme çabası da aynı sebeptendir. Dönemin Çarlık yönetiminin aşırı baskıcı tutumunun da Anton Çehov’un kaleminde etkili olduğu açıktır.

Çehov okumak hala önemlidir çünkü oyunlarında insanlara verdiği mesajlar hala değerini yitirmemiş, tam tersine günümüz dünyasıyla 19.yüzyıl arasında, aslında nitel olarak büyük benzerliklerin olduğunu görmemizi ve geçen bir asırdan fazla bir sürede aslında değişimin pratik yaşamamızda meydana gelen kolaylıkların ve teknolojinin dışında başka bir şeyde meydana gelmediğini fark etmemize de yardımcı olmaktadır. Bu yüzden, Çehov ile henüz tanışmamış olanlara Çehov kitaplarını  okumalarını şiddetle tavsiye ederim.

Ozan Şen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder