SAYFALAR

26 Ekim 2023 Perşembe

Bir Mevlevî şeyhinin mektupları

Dost, Mevlânâ bir mektup derlemesi. Onu önemli kılan husus mektupların sahibinin Üsküdar Mevlevîhanesi son postnişini Ahmet Remzi Akyürek Efendi olmasından geliyor. Mektuplar bir mevzu üzerine ortaya çıkmış olsa da satır araları dikkatle okunduğunda, cümlelere titizlikle yaklaşıldığında bir Mevlevi’nin sahip olduğu irfan, derinlik, nezaket, letafet kendisini aşikar kılıyor. Bizlere de o derinlikten nasipdar olmak düşüyor.

Ahmet Remzi Dede, Kayseri Mevlevîhanesi Şeyhi Süleyman Atâullah Efendi’nin oğludur ve annesi ünlü mutasavvıf İbrâhîm-i Tennûrî soyundan Kadriye Emetullah Hanım’dır. Ahmet Remzi Dede Mevlevilik kültürünü babasından almış, babasına intisap etmiştir. O 1909’da Kütahya’da, 1910’da Kastamonu’da ve 1914’te Halep’te şeyhlik yapmış, Kütahya’da şeyhlik vazifesini vekaleten yürütmüştür. İlminden, derinliğinden, sahip olduğu irfandan dolayı gittiği her yerde cümle insanın muhabbetini kazanmış, hürmete layık görülmüş, aranmış ve özlenmiştir.

Birinci Dünya Savaşı’nda Gönüllü Mevlevî Taburu’nun önde gelen isimlerinden biri olmuş, 1915’te Suriye cephesine gitmiş, Şam’da Emevi Camii’nde vaazlar vermiş, Mesnevi dersleri gerçekleştirmiş, savaş sırasında birçok yararlı işler ortaya çıkardığından dolayı da kendisine harp madalyası verilmiştir.

Tekkelerin kapatılmasından sonra kendisine Üsküdar Mevlevîhanesi’ne kalması için müsaade edilmiş, Üsküdar’da vaazlara ve Mesnevi derslerine devam etmiş, 1927’de Üsküdar Selimağa Kütüphanesi’ne müdür olarak atanmış ve görevini layıkıyla ifa etmiştir. O bulunduğu devrin son kültürlü, donanımlı isimlerindendir. Onlar insanların arasında yaşamışlar fakat aslında sahip oldukları derin kültürel zenginliğin taşıyıcısı olarak hikmet çerçevesinde bir vazife sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla cevheri cevher anlamış, onun da çok değerli ve kıymetli dostları olmuştur. Hem o dostlarından istifade etmiş hem de dostları ondan istifade etmiştir. Feridun Nâfiz Uzluk, Nüzhet Ergun, Süheyl Ünver, Asaf Hâlet ve Yaman Dede yakın dostlarındandır.

Elimizdeki eser Ahmet Remzi Dede’nin, ülkemizin önde gelen tıp tarihi mütehassıslarından Feridun Nafiz Uzluk’a yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Feridun Nafiz Uzluk, Türkiye’de 7-8 sene doktorluk yaptıktan sonra 1932 senesinde kendi imkanlarıyla ihtisas için Almanya’ya gitmiştir. Almanya’dayken zihninde çok büyük bir proje belirir: el-Âsâru’l- Mevleviyye fi Edvari’s Selçukiyye: Anadolu Selçukîleri Gününde Mevlevi Bitikleri. Projeye göre Hz. Mevlana’nın ve Mevlevi büyüklerinin eserleri, Mevlevi kaynakları asıllarıyla ve tercümeleriyle yani günümüz diliyle birer birer basılacak, milletimizle buluşturulacaktır. Proje kapsamında Hz. Mevlana’nın Mecâlis-i Seb’a ve Mektûbât isimli eserleriyle Sultan Veled’in Divan’ı yayımlanacaktır. Ancak bu çok zor bir iştir. Çünkü yeni alfabe ve yazıya henüz intibak edilmeye çalışılmaktadır, üstelik eski eserleri aslından okuyabilecek insan sayısı azdır ve onları bulmak zordur, eski harfli eserlerin basımına rağbet de yoktur. Kısacası matbuat alemi güçlüklerle, engellerle doludur. Feridun Nafiz bey projesini Mevlevi büyüklerine açar, desteklerini arzular. Onun projesine en olumlu cevabı, en heyecanlı karşılığı Şeyhi Ahmet Remzi Dede verir, eserlerin Farsça metinlerinin hazırlanmasını ve takibini de üstlenir ve ortaya elimizdeki eserde yer alan mektuplar çıkar. Mektuplar bize dönemin matbuat hayatını anlatır, yayıncılık faaliyetlerinin nasıl işlediğini gösterir. Ayrıca, yazının başında da belirttiğimiz gibi Ahmet Remzi Dede’nin satır aralarından bir Mevlevi büyüğünün sahip olduğu letafeti, nezaketi, irfanı da görürüz.

Sadece onlar değil tabi ki. Mektuplar eser basımı üzerine olduğu için ve mektuplaşanlar da Mevlevi büyükleri olduğu için mektuplarda Mevlevilik düşüncesinin esaslarını, tarih ve kültürüne dair birçok kıymetli bilgiyi okuruz. Aynı şekilde Mevlevi tarikatına mensup dervişlerin tekkeler kapandıktan sonra nasıl bir yaşam tarzını düstur edindikleri, yeni düzene karşı takındıkları tavır ve onu yorumlayışları, duygu ve düşünceleri kendisini bize mektuplarda açık etmektedir.

Ahmet Remzi Efendi’nin sevilen biri olduğundan, dostlarının da kıymetli insanlar olduklarından bahsetmiştik. Mektuplar bize devrin birçok büyük ismine dair de bilgiler saçmaktadır. Birkaç isim sıralamamız icap ederse mektuplarda Mevlana Dergahı’nın son postnişini Abdülhalim Çelebi’nin bazı yakınlarını, Galata Mevlevihanesi’nin son şeyhi Ahmed Celaleddin Dede’yi, Üsküdar Mevlevihanesi Türbedarı Hafız Vehbi Dede’yi, Tahirü’l-Mevlevî’yi, Neyzen Emin Efendi’yi, Ahmed Avnî Konuk’u, Abdülbaki Gölpınarlı’yı, Zeki Velidî Togan’ı, Süleymaniye Kütüphanesi Müdürü Zâhir Efendi’yi ve yukarıda isimlerini verdiğimiz Süheyl Ünver’i, Yaman Dede’yi görür, onların hayatlarından yeni kesitler ve onlara dair yeni malumatlar sahibi oluruz.

Yasin Taçar
twitter.com/muharrirbey_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder