SAYFALAR

1 Şubat 2023 Çarşamba

Hayatımızdan eksilen insani hasletler

Sadık Yalsızuaçanlar’ın İki Semazen Bir Palyaço kitabı Sezai Karakoç’un bir dörtlüğü ile başlıyor: “Anne gitti ve evler döndü yazlık otellere / Anne gitti ve sular buruştu testilerde / Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir / Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir."

Taha’nın Kitabı’nda yer alan bu şiir, İki Semazen ve Bir Palyoço'nun esbab-ı mucibesi gibi karşımıza çıkıyor. Söz konusu dört mısrada Karakoç; yitirilen sahiciliğe, sahihliğe duyulan özlemi anlatıyor ve bir anlamda da “neyi kaybettiğini hatırla” ihtarında bulunuyor.

Bir Şeylerin Acısıyla Anısıyla”, “Tekil Çığlık”, “Dil Yâresi”, “Kötülüğün Özü Üzerine”, “Acı Eşiği”, “Aldatmanın Özü Üzerine”... Rastgele seçilmemiş öykü isimleri bunlar. Kötülük, acı, yalnızlık gibi bu dünyaya ait travmatik kelimeler yüklü, çağrışımları hep varoluşun eğretiliği üstüne kurulmuş isimler. Eğretiliğin güzelliği “kritik” bir dönüm noktasını yakalamış olmasından kaynaklanıyor.

Otobiyografik diyebileceğimiz, kimi zaman da adı konmamış, tarihi yazılmamış bir günlükten pasajlar içerdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak pekala bu bölümleri de “anlattığım senin hikâyendir” ihtarı çerçevesinde okuyabiliriz. Zira anlatılanlar bir insanın kendi içinde yakaladığı derinliği her insanda yankısı hissedebilecek bir karşılığı bulunabilir ve hatta bulunabilirin ötesinde bulunmalı.

Kitabın temel temalarından biri de sokak hayvanları. Zulme uğrayan, aç biilaç köpeklerin hikayelerini anlatırken en hakiki hayat sahneleri, beşeri durumlara ilişkin sahiciliği yüksek ve etkileyici öyküler kaleme alıyor. Bir insanın ne denli zalim ve ne denli merhametli olabileceğini, merhametin melekliğin değil insan olduğunun da işareti olduğunu okuyoruz bu öykülerde. Geçmişten duyulan pişmanlıkla kendini sokak hayvanlarına hizmete adayan öykü karakterimiz, ne yaparsa yapsın kendini bir türlü affedemiyor. Duyduğu vicdan azabıyla adeta bir vakıf insana dönüşmüş olması bile onu ancak kısmen teselli edebiliyor. İsmini Cahit Zarifoğlu’nun Yaşamak adlı nefis kitabının ilk cümlesinden alan “Ne Çok Acı Var”, tam da bu öykülerden biri. Konunun ve anlatımın dehşetengizliğini ifade edebilmek için bir bölüm alıntılamak isterim:

Sahil yolundan Arkum ilerlerken soldaki çöplükte bir köpek gördüm. Kulakları kesikti. Dayanılmaz, pis bir koku genzime çarptı. Köpek Haski’den daha zayıftı. Bir deri bir kemikti. Boynunda tasma vardı. Belki bugün veya dün kesilmiş bir koyunun derisini dişliyordu. Yiyemiyordu. Beni görünce ürktü. Deriyi alıp kaçmak istedi, taşıyamadı. Diğer salam geldi aklıma. Ürkmemesi için, “yavrum, kuzum, bak mama getirdim…” diyerek yavaş yavaş yaklaştım. Korkuyordu ama salamı fark ettiğinden kaçmıyordu. Birkaç metre uzağında durdu, salamı yere bölerek bıraktım. Geri çekildim. Hareketlendi. Arka bacakları kırık gibiydi, güçlükle yürüyordu. Beli makatına doğru düşüktü. Yaklaştı, deli gibi yemeğe başladı. Dikkatle bakınca fark ettim, makatı parçalanmıştı, kanıyordu. Memeleri büyükçeydi. Belli ki yavrularını hâlâ emziriyordu. Belli ki taciz edilmişti. Geçen ay kalp krizi geçirmiş, iki damarım stentle açılmıştı. Göğsüme ağrı çöktü, kolum uyuşmağa başladı. Asordili tanımda taşıyordum. Çıkarıp bir tane dilimin altına koydum. Göğe baktım. Gökte değildi, biliyordum. Her yerdeydi. Ama göğe baktım. Nolur dedim, bütün bunları anlamayabilmem için bana yardım et.

Kısa dinamik cümlelerle yazıyor Yalsızuçanlar. Kimi zaman bir liste gibi ilerlese de kurduğu atmosferle, kimi zaman da nükte veya kıssa tadında anlatıyla bir öykü dünyası inşa ediyor. Ne çok düş, rüya atıfı var İki Semazen Bir Palyaço'da. Uyanıkken geçen hikâyeler bile bir rüya atmosferine sahip. Büyük bir hikâyenin pasajlarını bir kaleydoskop gibi renkten renge şekilden şekilde, ahvalden ahvale dönüştürüyor İki Semazen Bir Palyaço.

Sadık Yalsızuçanlar’ın bazıları bir iki paragraf, bazıları bir kaç sayfadan ibaret olan kısa öykülerinde hayatımızdan eksilen insani hasletlere duyulan hasreti okuyoruz. Yalsızuçanlar, dokunduğu her şeyi bir öyküye dönüştürüyor adeta. Farklı okumalara açık bu öyküler, başka insanların gönüllerinde bambaşka boyutlara dönüşüyor, bambaşka hikâyelere kapılar açıyor.

İki Semazen Bir Palyaço ilham verici bir kitap.

Suavi Kemal Yazgıç
suaviy@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder