SAYFALAR

5 Eylül 2017 Salı

Çocukları ve öğrencileri anlamaya çalışmak

"Her çocuk, bence zevkle okunmaya değer meraklı bir kitap; karşısında uzun uzun, hayran hayran düşünülecek bir bilinmeyenler alemidir. Yirmi yıldan beri bu kitapları yaprak yaprak, satır satır okumaya ve anlamaya çalışıyorum. Fakat hala “Çocuk” adlı kitapta anlayamadığım, sökemediğim cümlelere rastladığım olur.

İşte bu cümleleri söyleyen Halide Nusret Zorlutuna’nın “Benim Küçük Dostlarım” isimli hatırat türü kitabından bahsedeceğiz biraz. Yazının başlığından anlaşılacağı üzere hemen hemen bütün hocaların okuyup da tavsiye ettiği bir eserdir. Mutlaka okunması gerekir. Esasında çok eski olan bu kitabı (1948) okuduktan sonra diyorsunuz ki bu kitap muhakkak gün yüzüne çıkmalı ve okutulmalı.

Eserde hem doğuda öğretmenlik yaptığı zaman karşılaştığı madenleri yani zeki ve bir o kadar da itaakar öğrencilerini hem de diğer illerde öğretmenlik yaptığı zamanda ki öğrencilerini hayranlıkla anlatıyor. Nadide, İrfan, Osman, Fahrünnisa, Muazzez ve daha nice küçük dostlarını sevgiyle anlatan bir öğretmen için ne denilir bilemiyorum.

Kitabı okurken “Biri de beni öğrenci iken tanımlasa nasıl bir öğrenciyim acaba?” diye merak ettim ve beni yazmasını çok istedim. Keşke dedim, keşke bir hocam böyle yazsaymış. O yüzden gelecekte nasip olur ve öğretmen olursam ilerde öğrencilerim keşke demesin diye böyle bir kitap yazma hayaliyle kitabı okuyup durdum. Kitapta dostum diye tanımladığı öğrencileri zarif kalemiyle anlatan Halide öğretmen onların kendisine şifa olduğunu söylüyor. Nitekim kitabının bir bölümünde hasta olduğu zaman öğrencileri kır çiçekleriyle ziyarete geldiğinde sevincini tarif dahi edemiyor.

Esasında b-ilgi, ilgiden meydana geliyormuş kitabı okuyunca bunu anladım. Çünkü her öğrencisini zengin-fakir, güzel-çirkin demeden onları birbirinden ayırt etmeden hepsiyle tek tek ilgilenen adeta onlarla anaları gibi merhametli davranan, yer yer de kızan bir öğretmen sevgi verdiğinde elbette verdiği bilgilerde öğrenilir. Öyle de olmuş Halide öğretmenin öğrencileri. Kimi doktor kimi mühendis kimi de şair olmuş. Öğretmenlik mesleğinin belki de en güzel kır çiçeklerini toplamış bir bir.

Halide Nusret Zorlutuna için söyleyebileceğim tek şey:
Yaşamak belki de onun öğrencisi olmaktı.

Rümeysa Açıkkar
twitter.com/rumeysacikkr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder