SAYFALAR

14 Nisan 2015 Salı

Türkçenin sandığından çıkan kelimeler

Süleyman Çobanoğlu’nun “Şiirler Çağla” dan 14 sene sonra ikinci şiir kitabı “Hudayinabit” geçtiğimiz Ekim sonunda okurla buluştu. İki kitap arasında geçen bunca sene bile şairin şiirine gösterdiği ihtimamın bir delili olsa gerek. Belki de üçüncü kitabı 20 sene sonra karşısına alacak bizi.

İlk kitapla “Hudayinabit” arasındaki fark, elbette şairin bileceği bir husus. Ama bize yansıyan, bu kitabın “Şiirler Çağla” daki gerginlikten uzak oluşu. “Sabaha Eren” şiirini, -geçiş dönemi şiirini andırıyor bu şiir ve oldukça güzel- saymazsak tabi. Kastettiğim gerginlik şiirin sıkıştırdığı yüreğin ya da dilin önceki şiirlerde ateş gibi parlamasıydı. “Hudayinabit” bu anlamda hayatla hesabını görmüş, gönlünü ferah tutmuş bir şiir erinin sanki çadırında onu dinlemeye gelenlerle söyleşmesine benziyor. “Hudayinabit”te yer alan şiirlerde maksat hasıl olmuştur. Şair, kitabını hayal ederken sanki Türkiye’yi de -belki Anadoluyu demeliydim- hayal etmiş ve öyle yazmış kitabını.

Sesin şiiri, sözün şiiri aslında Çobanoğlu’nun şiiri. Gelenek veya halk şiiri gibi yakıştırmalara bulaşmadan onun şiirine yaklaşırsak şunu söyleyebiliriz: Şiir ezberlenebilirdi değil mi eskiden? Akılda, gönülde kalırdı. Bu, şiirin güzelliğiyle ilgili mutlak bir kanaat değil şüphesiz. Ama Çobanoğlu bile isteye tam da bunu yapıyor. Şairin kişiliğiyle de örtüşüyor zaten bu tutum. En güzeli de bu zaten: Şairine benzeyen sahih şiirler bunlar. Aslında evvela ve daima bu söylenmeli Çobanoğlu şiiriyle alakalı olarak.

Ve Türkçenin sandığından çıkardığı kelimeleri kuyumcu titizliği ile şiirine yerleştirmesi onu pek çok şiirden ve şairden ayırıyor. Hece ile şiir yazmanın kolaycılığına yakalanmamak gerektiğinin farkında şair.

Hudayinabit”in ve Çobanoğlu şiirin hulasası da bize göre Eski Arkadaşım Adem şiiri. Belki de -bu tabir ne kadar doğru bilemem ama- Çobanoğlu’nun en güzel şiiridir Eski Arkadaşım Adem. Bu şiir, nasıl yürekten gelen bir sızıdan yazıldıysa, öyle okunuyor. Ayrıca, “Angut”, “Bir gün”, “Çarşı Marşı”, “Tekfurun Kızı”, “Sosyal” ve “Seni Aşkından Bile” okundukça okunası sağlam şiirler.

Ve “yalar yarasını içte bir geyik” diyen bir şairin kitabı var elimizde. Bütün şiirsel ağırlıklarından arındırıp Türkçeyi, en sade haliyle işleyip, herkesin diline sığacak şekilde söylediği, meramını güzelce anlattığı, kitabın en güzel şiirlerinden biri “Gelse de Trenden” adlı şiir. Allah herkese böyle bir şiir yazmayı nasip etsin.

Süleyman Unutmaz
twitter.com/SUnutmaz
* Bu yazı daha önce Dergâh dergisinin 242. sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder