SAYFALAR

25 Şubat 2015 Çarşamba

İstirham eden bir katil: Haydar Bey

Altay Öktem'in adını duymuş olan herhangi birinin ne kadar üretken olduğunu bilmemesine imkân yok. Sürekli üretir, yeni bir şeyler yapar, adının nereden karşınıza çıkacağı belli olmaz, fanzin dostudur. Aynı zamanda da doktordur kendisi.

Yakın zamanda kitabının çıktığını öğrenince o kadar heyecanlandım ki, okumakta kararsız kaldım ya hayal kırıklığına uğrarsam diye. Ama yine beni şaşırtmadı. Kitabı bir solukta okuduğumu söylersem abartmış olmam sanıyorum. 

“Bu kitapta anlatılanlardan dolayı hepinizden özür diliyorum. Ama unutmayın: Haydar Bey’in hayatına giren insanlardan biri, sizin anneniz, babanız, dedeniz ya da uzak bir akrabanız olabilir. Paniğe kapılmayın. Sakin olun ve ipuçlarını yakalamaya çalışın” diyor Altay Öktem kitabın kahramanı için. 

Peki kim bu Haydar Bey? Günlük hayatta karşılaşsanız, "ne kibar bir adam" diyeceğiniz, kendisi kadar ilginç bir kedi besleyen, takvim kâğıtlarından hayat hikâyesini inşa eden, bikini giymeyi çok seven, bazen sapık, genellikle de katil bir beyefendi kendisi. İşten çıkarılması ve sonrasında bu çıkarılma meselesinin halledilmesiyle başlıyor hikâyesi. Cinayeti hayatın doğal akışında sıradan bir eylemmiş gibi işleyen, polise ihbar edilmeyince hapse girmediği için değil, elindeki son cesedi parçalamak zorunda kalmadığı için sevinen soğukkanlı bir ruh hastası. 

Kitabı okurken çoğu yerde kahkahalarla güldüm, çoğu yeri midem kaldırmadığı için hızla okumaya çalıştım, zaman zaman gerildim, ama kitabı bitirdikten sonra bir süre üzerine düşündüğümde kitabın çok daha büyük bir derdi olduğunu fark ettim. Haydar Bey, özellikle son zamanlarda artan haberlerde gördüğümüz katiller gibi bir cani belki de. Ama "hasta bu adam, sorunlu" deyip geçemiyorsunuz. Altay Öktem bunu yapmanıza izin vermemek için ince ince dokumuş Haydar Bey'in geçmişini. Babasından gördüğü muamele, uğradığı taciz, şahit olduğu haksızlıklar. Yakın çevresinden başlayarak toplum itinayla bir katil yaratmış. Ama bunu o kadar bilindik, her gün duyduğumuz şekillerde yapmış ki, Haydar Bey için birini öldürmek önemsiz bir hale gelmiş. Sıradanlaşmış. Şimdi bizim toplumu düşünün. Ya da toplumu boş verin, ilk öldürülme haberi duyduğunuz anla birkaç gün içinde çok sayıda cinayeti bir anda duyduğunuz zamanki tepkilerinizi düşünün. Gittikçe sıradanlaşıyor. Gittikçe şaşırmıyoruz. Aynı derecede üzülüyoruz belki ama tepkimizin gücü gitgide azalıyor. İşte Haydar Bey, bu normalleşmenin bir katilde vücut bulmuş hali. 

Peki ya "O Adam"ın oğlu ne yapacak? Farklı bir hayat sürme ihtimali ne? Haydar Beylerin soyunun tükendiği bir an gelecek mi?

Ümran Kio

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder