SAYFALAR

24 Eylül 2012 Pazartesi

Susarak anlatmayı tercih edenlere

Emrah Serbes'in "Her Temas İz Bırakır"dan sonra gelen ikinci Behzat Ç ve dolayısıyla ikinci polisiye kitabı; Son Hafriyat. İlk kitapla birlikte aslında Behzat Ç başına gelenlere lanet edip çekip gidiyordu. Hem vazgeçiyor hem de işinin başına geçiyor, ancak bu kez ağzını bıçak açmıyor. Böylece "Bir Ankara polisiyesi" devam ediyor.

"Zaping yaparken Tekel'e yüklendi. Yeşil bir saha görünce durdu, golf maçı olduğunu anlayınca değiştirdi. NTV'de tekrar durdu, hayvani bir belgesel vardı. Daldan dala atlayan çam sansarlarıyla alakalı bir şeydi. Sincaplarla ve kuş yumurtalarıyla beslenen bir hayvandı. Büyük Kedilerin Günlüğü'nde olduğu gibi kovalama, gırtlaktan dişleme, mideye indirme gibi aksiyonlar olmadığı için pek sarmadı. Ama yine de diğer programlardan iyiydi işte. Bir duvar yazısında dendiği gibi, insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyordu."

Behzat Ç'yi bu kez sadece el işaretleriyle, göz hareketleriyle konuşurken görüyoruz. Yani susarak anlatırken. Susarak anlaşılmayı beklerken. Çaresiz gibi görünebilir, sakın aldanmayın. Zira çarenin adı Behzat Ç'dir.

"Aslında bütün kent, insanların diri diri gömüldüğü bir tabuttu. Farklı olan ebattı, yoksa mantık üç aşağı beş yukarı aynıydı. Senin için ayrılan hava bitince ölüyordun, bir daha gömüyorlardı."

İster takdir edin ister etmeyin, "hafriyat" kelimesi, "kazı" anlamına gelir. Kitapla alakası için şunu belirteyim; Red Kit adlı karakter sürekli çukur kazıp duruyor. Öldürdüklerini tabuta koyup o çukura gömüyor. O sırada da polise haber veriyor. Hem deli-manyak, hem de zeki bir adam anlayacağınız. İsterseniz anlamayın, onun dilinden Behzat Ç ve ekibi anlıyor. Kötü bir Reno'yla Ankara'da fink ve hatta fonk atıp Red Kit'i arıyor.

"Hayalet, "Oğlum yeter lan!" diye bağırdı. "Yeter lan! Bir rahat durun!" Behzat Ç. on dört yıl sonra ilk defa Hayalet'in sesini yükselttiğini duyuyordu. Sakin bir adamın çileden çıkması, ortamlarda her zaman etkileyici bir unsudur."

Şimdi bir koli bandını alıp ağzınıza yapıştırın; evde, iş yerinde veya okulda sadece bir gün öyle gezin. Susarak derdinizi anlatmaya çalışın. Ne oldu, zor mu geldi? Behzat Ç: Susarak anlatmayı tercih edenlere...

Yağız Gönüler
twitter.com/YagizGonuler

1 yorum:

  1. Bu adamı okumayı gerçekten çok istiyorum, ama bir türlü fırsat bulamıyor veya araya sıkıştırıp alamıyorum kitaplarını.

    Susarak anlatmak istemediklerimi anlattığım olmuştu bir zaman. Acaba susarak anlatmak istediklerimi de anlatabilir miyim ki?

    YanıtlaSil