Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2012 Pazar

Aşkın tanımının peşinde koşan bir kitap

 “Edebi Dönüş düşüncesinde gizemli bir yan vardır ve Nietzsche öteki düşünürleri sık sık şaşırtmıştır bu düşüncesiyle; düşünün bir kere, her şey tıpkı ilk yaşandığı biçimiyle yineleniyor ve yinelenmenin kendisi de sonsuza kadar koşuluyla yineleniyor! Ne anlama gelir bu çılgın mitos?” (Milan Kundera, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Sf.11).

Peki ne anlama gelir Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği? Bu kitap varoluşçuluğun romanı değil, nihilist bir roman değil, politik hiç değil. Bu, aşkın tanımının peşinde koşan bir kitap. Okuduktan sonra kahramanların adını hatırlamamanız bile mümkün.

Başrolde iki kadın: biri saflığın temsili: Tereza, diğeri dayanılmaz hafifliğin: Sabina. Ortak noktaları bir doktor: Tomas. Tereza Tomas’a, Sabina ise ihanete bağlıydı. Çünkü ihanet Sabina için setleri yıkmak, Tomas ise Tereza için setlerin içinde kalmak demekti. Tomas, biriyle yatıyor, diğeriyle ise uyuyordu. O Sabina’da hafifliği sorguladı, Tereza ise kocasının metresi olan bu kadının ağırlığına dokundu.

Hayatınızın bir döneminde Sabina, Tereza ya da Tomas muhakkak karşınıza çıkmış kalbinize dokunmuştur. Anlam veremediğiniz davranışlarını, duygularını bir de Milan Kundera’dan dinleyin, belki de siz değil onlar haklıdır.

Ümran Kio