Onur Bayrak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Onur Bayrak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2017 Pazartesi

Duymaya alışık olduğumuz kelimelerin alışık olmadığımız anlamları

Günlük ortalama 200 kelime ile konuştuğumuz gerçeği anlatmak istediklerimizden geri kaldığımız anlamına gelmiyor. Hatta bir kelimeyi yüzlerce farklı anlama gelecek şekilde kullanma kabiliyetimiz kelime sayısının düştükçe düşmesinin gerçek sebebi. Bir kelime sonsuz farklı anlam taşıyabilir. Hatta kelimenin anlamı yoktur kelimenin bağlamı vardır gibi bir cümle kurarsak pek yanlış sayılmaz. 2017’nin ilk haftalarında bu hipotezi doğrulayan bir gelişme oldu. İzdiham Dergisi şairlerinden Onur Bayrak kelimelerin alternatif anlamlarından oluşan bir kitap çıkardı. Lügatlere Güncelleme - Alternatif Anlamlar Sözlüğü. Daha önce sayı dizisi şeklinde İzdiham Dergisi’nde yayınladığı kelimeleri bir kitapta topladı. Her gün duymaya alışık olduğumuz kelimelerin alışık olmadığımız anlamları çıkıyor karşımıza. Acımasız, sarsıcı ve şiirsel.

İzdiham Dergisi’ndeki Lügatlere Güncelleme bölümüyle ilk karşılaştığımda eşekten düşmüşe dönmüştüm. Bir kelimenin ateş edebildiğini görmüştüm çünkü. "Kelimeler, kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor" diyen Oğuz Atay’a "Bakın o anlamlara da geliyor" diyebilmeyi istemiştim.

Lügatlere Güncelleme, alışılmış lügatlerin, ansiklopedilerin sıkıcı anlamlarından sıyrılmış, TDK’ye politikalarını yeniden inceletecek kıvamda bir kitap. “İyi hoş da nerde-nasıl kullanılır bu kelime?” diye soranların imdadına enfes şiirler yetişiyor. Üstelik, İlköğretim Türkçe müfredatının biraz dışına çıkarak içinden kelimenin geçtiği metinler değil kelimeyi gerçekten anlatacak şiirler tamamlamış anlamı. Sözcüğün terimsel kullanımından ziyade hissettirdikleri üzerine bir kitap Lügatlere Güncelleme. Bazı kelimeler fazla acımasız bazıları vicdansız kimisi karamsar olsa da yurt dışından olduğu gibi ithal edilen projelere ciddi oranda fark atıyor. İçerik olarak özgün bir işe imza atmanın farkı okunuyor kitap boyunca.

54 kelime, 54 şiir ve 54 sayfadan oluşan bu ergonomik eser tam da çantaya atıp yola çıkılmalık olmuş. Şair Onur Bayrak’ın Şairi Öldürdüler adlı şiir kitabından sonra yine İzdiham Yayınları'ndan çıkan kitap, baş uçlarında ya da hiç değilse kitaplıklarda yer edinmesi gereken hisli bir sözlük.

Kitaptan bir sözcük:

Dün: Bir zamanlar huzurlu olmuş bir kalbin içinde sızlayan içinde sızladığı bir tür hapishane.

Seda Nur Bilici
twitter.com/SnBilici

7 Nisan 2014 Pazartesi

Kurşun gibi burukluk

Memlekette şiir kitaplarına olan düşkünlük(!) ortada. Tam bir düşüklük hâli. Buna rağmen İzdiham Yayınları müthiş bir cesaretle ve emekle bir haftada üç şiir kitabı yayımladı. Şairi Öldürdüler, Kırılınca Klarnet ve Çingene Sabahı. Maalesef ki insanlara şiir okumasını ve şiire mutlaka vakit ayırmasını sebepleriyle birlikte izah etmeye kalktığınızda "Biz de gençken ilgilenirdik" deyip geçerler. Şairin sadece şiirle ilgilenmesini icbar ettirmeye çalışan bu züppelik, "baş sıkışınca" yerini "Bu memleketin şairleri nerede!" çığlığına dönüşür. O zamanda şairler "Hangi dağda kurt öldü?" deyip susarlar.

Şair silahını dışarıya tuttuğu kadar kendine de doğrultan bir ademdir. 1988 doğumlu Onur Bayrak da bu ademoğullarından biri. Kendi kuşağı arasından çok belirgin bir şekilde ayrıldığını düşündüğüm için doğduğu yılı belirttim, yaşını açık etmek için değil. Onur'un şiirinde kendi üslubunu inşa ederken göründüğü kadarıyla kendi kuşağını da çok iyi takip etmiş, dergileri irdelemiş ve epeyce okumuş. Zira onun şiirlerinde ne sosyal medya kavramları, ne abartı boyutta uzatılmış modernizm karşıtı dizeler ne de sadece göz boyamak için yapılmış kelime oyunları var. Adam derdini, yaşıyla başıyla izah ediyor. Abartmıyor, sade ve etkili yazıyor.

"Hiç tanımadığım insanların yokluğunu hissederek
Tek bir mısra bile etmeyen bir ömrü bitirmek
Allah'ın fenerleri sönmeden, yıkılmadan heyulanın direkleri
Nasıl olur bir mağlubun kalbi gibi şeyleri unutup

Tüm başlangıç durumlarının çarpıtıldığını bilerek
Yanlış bir parantez bile olamadığımı iyi sezip, devam etmeliyim"

Onur Bayrak'ın şiirleri Dergâh, Edebiyat Ortamı, Karayazı ve Fayrap dergilerinde yayımlandı. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Ankara'da yaşayan bir Erzurumlu. Taşralı bir şair diyebilir miyiz? Elbette. Ne mutlu ona ki büyükşehir şairlerinin hatalarına düşmüyor. Başta da dediğim gibi o sırf "mizah yapacağım" diye kelimeyi yontup Türkçeyi berbat eden ve dolayısıyla "tweet" tipi dizeler düzenlerden değil Onur Bayrak. Bu işe verdiği ciddiyeti kitabın içindekiler bölümünden bile anlamak mümkün. Anneannesine ithaf ettiği kitapta 4 bölüm var. Bir şiir kitabına düzyazı ciddiyeti kazandırmış bölümler. Mesela "Önsöz" bölümünde "Sözleşme" adlı tek bir şiir var. Sonra "Hatırım İçin Kal" ve "Hatırası Var" bölümleri art arda geliyor. Kitap biterken "Kaynakça" adlı bölümde yine tek bir "Bakış Acısı" şiiri var.

Bazı dizelerinde ilham kaynaklarına işaret eden şairin "Konusu Kalmayan Karşılıklar" şiiri, en beğendiğim şiirleri arasında. Beş bölümlü şiirin bitişi ok gibi, cirit gibi, hokka gibi:

"Şimdi sözü aşka nasıl getirmeli
O kadar sevilmedim ki cioran'ın bir lafı olmak istiyorum
Belirsiz dehşet, son gözüpeklik ve mutsuzluğun bilinci
O kadar kötü sevildim ki içimde bazı laflar çürüdü."

Buradaki Cioran etkisini kitabın son şiirlerinden "Barbarı Öldürdüler"de de yakaladım diye düşünüyorum.

"Allah'ım
Sustuğun tuhaf dillerden anlamıyorum
Allah'ım
Yaşamak damgası olarak kalbim iğfal edildi
Allah'ım

Hayattan bir burukluktan başka ne anladım."

Yine kitabın son şiirlerinden "Barbar ve Allah", harika bir girişe sahip:

"Kardeşim yok benim, hiçbir nesebe benzemem
Zavallı gözlerimle bunca planın ortasında doğdum
Allah bana yükledi genç ölenin gömdüğü milatları
En baştan başlayarak defalarca başladım
Sonuçlara inanarak ve herkesi andırarak
Hiç delil yoktu, hiç anlam yoktu, hiç umut yoktu
Gıcırdamayan bir dal bulsam kendimi asacaktım
Kaldım ve boğularak çıktım çocukluğumdan."

Yayın yönetmenliğini şair Bülent Parlak'ın yaptığı "Şairi Öldürdüler" yılın en iyi şiir kitaplarından biri olacaktır. Çünkü şair herkesin bildiği silahlarla değil, kendi özel silahıyla yapıyor buruk savunmasını...

Yağız Gönüler
twitter.com/ekmekvemushaf