Küskün Paşalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küskün Paşalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ocak 2016 Salı

Yol ayrımındaki paşalar

Yeni hükumet kurulmuş, fakat aniden olup biten bazı durumlar kafaları karıştırmaya başlamıştı. Ayaklanmalar, sürgünler, yeni çıkan kanunların oluşturduğu yankılarla sarsılan Anadolu… Cumhuriyet’in ilk yıllarında dönemin zorluğu içinde İttihatçılar, İkinci Grupçular, Hilafetçiler, Cumhuriyetçiler’in olaylara bakışları, kurtuluşa vesile olan paşaların bir bir istifa nedenleri Küskün Paşalar’da roman kurgusu içinde konu ediliyor.

Zekeriya Yıldız, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluş hikâyesini anlatmış bizlere. “Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.” denilen o dönemin çalkantılı günlerinde, alınan kararlar gayet netti. Kulaklarda çınlayan çözüm önerileri, yapılacaklara dair listeler. Mecliste ve kulislerde konuşulanlar, hararetle tartışılıyordu. Durum değerlendirmesini yapan paşalar; çözüme dair kararlar alırken, milletin menfaatlerini düşündüler. "Trablus’un, Balkanların, Dünya Harbi’nin on yıl boyunca kırmakla bitiremediği Anadolu’nun kavruk yüzlü insanları" yeni bir mücadelenin eşiğindeydi. M. Kemal, K. Karabekir, Hüseyin Rauf, Cafer Tayyar, Refet, Erkân-ı Harbiye Reisi Cevat ile İstanbul bambaşka bir geleceğe doğru adımlar attılar. Kendilerinden emin ve kararlı bir tutum sergilediler. Anadolu’nun en hareketli döneminde yeni yeni şekillenen cumhuriyet rejimin olumsuz yanları paşaların arasında da en çok konuşulan konulardandı şüphesiz. Özellikle Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra İstiklâl Mahkemeleri’nin kurulmasıyla başlayan gerginlikler paşaları ve gazetecileri, vekilleri farklı bir atmosfere taşıdı.

Tevhid-i Efkâr, Tanin, Vatan, İkdam gibi o günlerde en çok satılan, meşhur gazetelerde diktatörlüğe doğru yol alındığına dair yazılar çıkıyordu. Otoriterleşmenin yol açacağı zararlar üzerinde tartışmalar yapılıyordu. Yakın tarihin bu en kritik dönemeci Küskün Paşalar’da başarıyla işlenirken romana yazarın nesnel bakışının hâkim olması da son derece önemli. Okurun 1930 Yalancı Bahar, Sürgün Sultan, Hasbahçede Sonbahar, Lale Devri romanları ile tanıdığı Yıldız, Küskün Paşalar ile de Kurtuluş Savaşı kahramanlarını ve onların nasıl bir yol ayrımına girmek zorunda kaldığını gün yüzüne çıkarıyor.

Meral Afacan Bayrak
twitter.com/tarcnckmaz