Etgar Keret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Etgar Keret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mayıs 2012 Salı

Absürd hayaller kurmak isteyenlere

Etgar Keret, Türkçedeki son kitabı “Buzdolabının Üstündeki Kız”la harikalar yaratıyor. Çünkü bildiğimiz anlamda dolapların en soğuğunun üzerine magnet yapıştırmayı severiz biz. Gittiğimiz tatil beldelerinden alınmış, sempatik heykelcikler koyarız oraya. Ya da ince çerçevecikler içine koyduğumuz sıcacık aile fotoğrafları süsler dolabın kapağını. Ancak hınzırlığı dinmek bilmeyen, iflah olmaz bir “hayâl kuran”sanız işler değişecektir elbette. İşlerin bu değişmeye başladığı noktada, farklı okumalar yapacaksınız. Bu okumalar da sizi ister istemez çeviri odaklı yayınevi Siren’in gözdesi Etgar Keret’e götürecektir.

Aslında Etgar Keret, “Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü”yle beni hayâl kırıklığına uğratmıştı. Ya da ben ilk defa okuyacağım bu yazara karşı nasıl bir beklenti içerisine girmeliydim, tam anlayamamıştım. Lâkin “Buzdolabının Üstündeki Kız” çıktıktan sonra kendisine (kendimce) bir şans daha vermeyi düşündüm. Pişman olmadım. Etgar Keret bu sefer bana istediğimi verdi....

Peki ben ne istiyordum ondan? Her şeyden önce bir cümlenin sonunda kimsenin itiraz edemeyeceği bir yerde küfretmesini istiyordum ki, lafını sakınmıyor sağolsun. Sonrasında ise, Yahudi bir aileden geldiği için ve daha önce “Gazze Blues” (yine Siren’den çıkan) kitabının iki yazarından biri olduğu için, İsrail’in günümüz siyasi, ekonomik ve savaş ortamında yaşadığı ve dünyaya yaşattığı durumların bir panoramasını istiyordum, ki bunu da bolca okuyabiliyoruz bu sefer. Son dönem en güzel günlerini yaşayan Büyülü Gerçekçilik akımı da dikiliveriyor karşımıza bu metinler sayesinde.

Etgar Keret’in kısa hikâyeleri ufuk açıcı, yeni okumalar yapmak isteyen ve yeni bir şeyler yazmak isteyenlere cesaret verici, basit bir otobüse bile bakarken absürd hayâller kurdurucudur. (Bknz: Otobüslerin Öldüğü Gece)

Bu kitabı alınız, bir yere saklanınız, bitirmeden oradan çıkmayınız. Çıktıktan sonra da “Düşlerin Besin Değeri Üzerine” bir daha düşününüz. Çünkü Etgar Keret’in bu kitabını okumak, “Sihirbazsın Bir Yaş Günü”nde olmaya benziyor. 

Tuna Bahar