Ardâvîrâf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ardâvîrâf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2018 Cuma

Metafizik yolculukların en özeli: Ardâvirâfnâme

Öldükten sonra insanlara ne olur? Ölümün doğası nedir?” gibi sorular, antik dönem uygarlıklarından beri insanoğlunu meşgul eden sorular arasındadır. Bu sorulara semavi dinlere inananlar dışında çoğunlukla farklı cevaplar verildi. Çünkü dünya üzerinde hali hazırda vahiy dinlerine inanmayan topluluklar olmakla birlikte hepsinin bir şekilde öteki dünya algıları olduğunu biliyoruz, edebiyata ne kadar yansıdığı ise büyük bir muamma şimdilik. Ama yine elimizde örnekler var.

Edebiyata ait bir tür olmasına rağmen inanç tarihi açısından da son derece ilginç öğeler barındıran Ardâvirâfnâme, metafizik yolculukların belki de en özelidir.

İslam öncesi İran Edebiyatı’nda Sasaniler döneminden kalma, tamamen bu dünya hayatının dışında, rüya âleminde ve metafizik bir ortamda gerçekleşmiş iki seyahatten söz edilir. Bu seyahatlerden ikincisi olan ilgilendiğimiz yapıt, öteler dünyasına; araf, cennet ve cehennem seferini konu edinen eser Ardavirafnâme’dir.

Ardâvirâf, din adamları üst kurulu tarafından seçilerek dinsel konulara dair birtakım bilgiler getirip dindaşlarına sunması amacıyla metafizik evrenin cennet, cehennem ve araf denilen bölgelerine gönderilmiş bir azizdir. Büyük İskender’in alt üst ettiği coğrafyada özellikle İran, Zerdüşt dinsel kaynaklarını kaybetmiş, din adamlarında büyük bir azalma yaşanmış inanışta ciddi zayıflama görülmüştü. Bu güç kaybı ve zayıflamayı durdurmak, dinin asıl unsurlarını korumak, kaybolmaya yüz tutmuş taraflarını yeniden gün yüzüne çıkarmak için din adamlarının önderliğinde bir dizi toplantı yapılmıştır. Bu toplantıların sonuncusunda içlerinden birinin metafizik evrene giderek inançlarını güçlendirip dinsel değerlerini yeniden canlandıracak birtakım mesajlar getirmesini istemişlerdir. İşte bu toplantılar sonucu seçilen kişi Ardâvirâf olmuş fizikötesi âlemlere giderek cennet, cehennem ve arafı gezdikten sonra bilgilerle dönmüş, anlattıklarının yazıya aktarılmasıyla da Ardâvirâfnâme doğmuş.

Konusu açısından Zerdüşt inananları tarafından çok önemli olan kitap, eski devirlerde gerçekleşen törenler sırasında okunduğunu cehennem ile ilgili kısımlardan bahsedilirken insanların dehşete kapılarak ağladığını çeşitli araştırmalardan öğreniyoruz. Eserde İslam tarihi açısından çok önemli olan Miraç olayına benzer bölümler olduğunu ekleyelim. Yine "Sırat kıldan ince kılıçtan keskindir" sözünün kaynağı da Ardâvirâfnâmedir.

Benzerliklere, dünya edebiyat tarihinin en önemli Orta Çağ eserlerinden, Dante’nin İlahi Komedya adlı yapıtını da eklemek gerekmektedir. İki eseri karşılaştırma eğilimi bir süredir olmakla birlikte, Batı ısrarla Dante’nin kitabının bu İran eserinin bir benzeri olduğunu kabul etme noktasında direnmektedir. Elbette doğrudan aldığını veya etkilediğini iddia etmek kesin yargılarda bulunmak çok doğru değildir ancak ciddi bir biçimde benzer bölümler her iki eseri okuyanın hemen dikkatini çekecektir.

Olgay Söyler
twitter.com/olgaysyler1